Tarih: 29.07.2021 12:30
İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur’dan;
İktidara
Temmuz
Karnesi
İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur, mecliste yaptığı konuşmasında iktidarın Temmuz ayı karnesini ortaya koydu.
Milletvekili Cesur konuşmasında; “Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Temmuz ayı geldi çattı, biliyorsunuz Temmuz karne ayı. Yıl ortasında, Aralık sonunda bir karne konuşması yapmıştım. Hükümetin son yılını değerlendirmiştim ve “çaktınız” demiştim. 4. Yasama Yılını kapatırken, bir karne konuşması yapmasak olmaz. Hafızaları tazeleyelim ki unutulmasın! Türkiye yılbaşından bu yana neler gördü:
-Sadece 2020’de 471 kadınımız öldürülmüşken, bir gece yarısı İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldığını gördü. Ve sözleşmeden çıkalı daha 3 hafta geçmeden 14 kadınımızın daha kadın cinayetlerine kurban gittiğini gördü.
-Türkiye’de aile içi şiddet sayıları “Tolere edilebilir sayılarla arttı” diyen, şiddetin sebebini Pandemi ile açıklamaya çalışan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı gördü.
-Aynı bakanın, 23 Nisan’da devlet koruması altındaki bir çocuğu kameralar önünde ifşa ettiğini, ona çikolata vermemesini övünçle anlattığını gördü.
-İstanbul Sözleşmesi’nden çıkar gibi, Montrö’den de çıkılabileceğinin söylendiğini gördü.
-Merkez Bankası rezervimiz 128 milyar doların nereye gittiğini göremedi. Çünkü yetkililer, haftalarca farklı farklı açıklamalar yaptı. Çelişen açıklamalar ortak bir yerde buluşamadı.
-Merkez bankası başkanının bir gecede görevden alındığını ve sadece bu kararın, ülkemize 531 milyar TL’ye mal olduğunu gördü.
-Eski merkez bankası başkanının ise görevden alındığı için teşekkür ettiğini gördü.
-Takip eden günlerde Doların 8.76 ile, Euro’nun 10.56 ile tarihi rekor kırdığını gördü.
-Neden merkez bankası başkanı değişti denilirken, para politikalarında hiçbir değişiklik yapılmadığını, faizin aylarca %19’larda seyrettiğini gördü.
-TÜİK’e göre her ay işsiz sayısı ve işsizlik oranının azaldığını, ancak gerçek işsizliğin %27,2 ile toplamda 9,7 milyon kişiye ulaştığını gördü.
–Bazı AK Partili ilçe belediyelerinin devletin verdiği gri pasaportla yüzlerce kişinin yurt dışına kaçmasına aracılık ettiğini gördü.
-Ticaret Bakanının eşinin, sanayi bakanlığına 9 milyarlık deterjan ve dezenfektan sattığını, satışla beraber, ne olacak canım en ucuzu biz verdik denildiğini ve yargının da bunu izlediğini gördü.
-Millet salgın var diye evlere kapatılırken, lebalep kongreleri ve bu kongrelerle davullu zurnalı eğlenceler yapıldığını gördü. -Esnafımız kan ağlarken, bunu görmeyen yandaş basının “Japonya’da esnaf zor durumda” diye haber yaptığını gördü.
-Kendisine sorulunca “Bu konuyu gündemde tutmanın kimseye faydası yok” diyen Sağlık Bakanı gördü.
-En yüksek vaka sayısında ve esnafına en az yardım yapmada birinci olduğumuzu gördü.
-Turizm bakanının turistler için yaptırdığı, “Aşılandım, keyfini çıkarın” reklam filmini gördü.
-Dışişleri bakanının “Turistlerin göreceği herkesi aşılayacağız” dediğini gördü.
-Pudra şekeri severlerin siyasete merakını ve yaratılmak istenen dindar nesil projesinin nasıl güme gittiğini gördü.
-Kendisi ile görüşmek isteyen çiftçilerle konuşmayan, çiftçilerden “güvenlik gerekçesi” ile kaçan bir Tarım bakanı gördü.
-Milleti 2 milyar dolar dolandırıp yurt dışına giden ve bir türlü bulunamayan yeni tosuncuk Thodex Faruk’u gördü.
-Eski Tosuncuk’un ise her nedense kendisinin teslim olmak istediğini, ancak yine her nedense her yerde “Gittik aldık, biz getirdik” gibi açıklamalar yapıldığını gördü.
-Marmara Denizi’ne bırakılan suların arıtılması için 1993’te yapılan master planın, 2010’a kadar tamamlanmadığını ve AK Partili belediyelerin 2019’a kadar rafa kaldırıldığını, bugün ki Müsilaj sorununa bir ihmaller zinciriyle gelindiğini gördü.
-Ülkenin bunca ekonomik sorunu varken, milyarlarca dolara mal olacak “Kanal İstanbul’u ille de yapacağız” derken, Kanal’ın temelini attık diyerek de kanalla alakası olmayan sadece bir ara yol açılışı yapıldığını gördü. -İngiliz Mahkemeleri’nin yetkili kılındığı Şehir hastanelerinin apar topar Danimarkalılara satıldığını gördü.
-Yeni yıla girer girmez, Boğaziçi Üniversitesi’ne akademik liyakati olmayan bir Partilinin rektör atandığını, ancak demokrasi mücadelesi ve direnmenin sonucunda görevinden alındığını gördü.
-Konya Selçuk Üniversitesi’ne atanan taze rektörün, üniversiteyi kuran Süleyman Demirel’in ismini üniversite kültür merkezinden sildiğini, bundan sonra Cumhurbaşkanlarının isimlerinin silinmesine yol açıldığını gördü.
-4 milyon çocuğumuzun EBA’ya bir kez bile erişememesinin dahi, bir başarı hikayesi gibi sunulduğunu gördü.
-138 bin öğretmen açığı olmasına rağmen, “Açık yok, fazlası var” dendiğini gördü.
-Yerli araba, yerli uçak hala hayalken, fiber altyapımız tamam değilken, bir uzay hikayesinin vizyona taşındığını gördü.
-Devlet nişanlarından Atatürk resminin kaldırıldığını, Türk müziği korolarından Türk adının çıkarıldığını, Andımız’ın danıştay kararına rağmen okutulmadığını, bir ilçe milli eğitim müdürünün okullarda Nutuk kitabının dağıtılmasını yasakladığını gördü.
-Gazetecilere ve siyasetçilere saldırıları, faillerin ise hala serbest olduğunu, hatta Genel Başkanımız’a karşı Rize’de bir girişimde bulunulduğunu gördü.
-Hain Sisi’nin, Darbeci Sisi’den bir “Dost”a transformasyonunu gördü.
-Suriyelilerin ardından, akın akın Afganların geldiğini ve bu konuda da bir plan var mı yok mu belli olmadığını gördü.
-Bir mafya liderinin, hükümetle beraber çalışırken ki anılarının reyting rekoru kırdığını, soruşturulması gereken iddialara karşı savcıların 3 maymunu oynadıklarını gördü. Bu liste daha uzar gider. Bütün bunlarla 4. Yasama yılını kapatırken, hepinizin bayramını kutluyorum. Ve bayrama giderken bir tek sorum var size; bu dönem geçer, biz bunların hepsini düzeltiriz de, siz nasıl bu bayramda sokaklarda dolaşırsınız, sizler için gerçekten üzülüyorum.”
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —