İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesi üzerine görüşülürken yaptığı konuşmalarda hükümetin gençlik politikalarını eleştirdi, gençlerin sorunlarını bir bir anlattı. Konuşmasında kullandığı istatistiklerle dikkat çeken Cesur, mevcut politikalar yerine uygulanması gereken gençlik politikalarının neler olması gerektiğini sıralayarak, İYİ Parti’nin sadece var olan politikaları eleştirmek yerine iktidara aday yapıcı bir muhalefet ortaya koyduğunu bir kez daha gösterdi.
GENÇLİK POLİTİKALARI İÇİN
AYRILAN BÜTÇE YETERLİ DEĞİL
Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesinin 2020 yılında Genel Bütçe’nin yalnızca %1,6’sını oluşturduğunu hatırlatan Aylin Cesur, bütçe için ayrılmış 17 Milyar TL’nin iyi gençlik politikaları oluşturmak için yetersiz olduğunu söyledi. Cesur, bütçenin çoğunluğunun gençlikten ziyade spora ayrıldığına da dikkat çekerek bu meblağın tamamının sayıları 16 milyonu bulan gencimize ulaşmadığını belirtti. Almanya Federal Bütçesi’nden sadece Gençlik Politikaları için ayrılmış oranın %2,98, yani 10 milyar 448 milyon Euro olduğunu ve Almanya’nın genç sayısının 8,5 milyon olduğunu verilerle ortaya koyan Cesur, bütçe payı bazında genç başına Türkiye’de Almanya’ya kıyasla yalnızca 4’te 1 oranında kaynak düştüğünü, Euro/TL hesabında ise bu farkın çok daha büyük olduğunu söyledi.
GENÇLİK MERKEZLERİ HOBİ
ALANLARI OLMANIN ÖTESİNE GEÇMELİ
Bakanlığın en büyük hizmet projeleri arasında saydığı Gençlik Merkezleri’ni de inceleyen Cesur, bu merkezlerden 1,5-2 milyon gencin faydalanmasına rağmen bu merkezlerde sunulan içeriğin dil kursları ve yazılım eğitimleri de dahil olmak üzere, en iyi ihtimalle hobi etkinliği olarak kaldığını ve gençlerin topluma katılabilmesi için ihtiyaç duyacağı donanımları vermekten uzak olduklarını belirti. Gençlik Merkezleri’nin performansını 2018 OECD Gençlik Envanteri raporu ile ortaya koyan Cesur, Türkiye'de gençlerin kayıtlı olarak yalnızca yüzde 4'ünün spor ve hobi faaliyetlerinde, yüzde 3'ünün sanat, müzik ve eğitim alanında, yüzde 2'sinin iş örgütleri ve sendikalarda, yüzde 3'ünün insani yardımlaşma kurumlarında ve yüzde 2'sinin çevreyle örgütlerde, yüzde 5'ininse siyasi parti ve organizasyonlarda yer aldığını belirtirken, bu oranların OECD ülkelerinde spor için %30-50 bandında, diğer alanlar için %7-20 bandında yer aldığını söyledi.
MEVCUT POLİTİKALAR GENÇLERİ
ALICI KONUMUNDA TUTUYOR
Şu ana kadarki vizyonun gençleri hep alıcı konumda bıraktığını, ve gençlerin sadece toplumun gençlere biçtiği role hapsedildiğinin altını çizen Cesur, “Bütün Dünya, dahil olarak öğrenme odaklı, sahada öğrenme metotlarına geçiyor. Biz hala geleneksel eğitim metotlarında sıkışmış durumdayız. Gençlerimiz çok hevesli, hayata bir yerden dahil olmak istiyorlar. Onlara nereden başlanır; toplumda, sektörlerde, ülke yönetiminde işler nasıl yürür; buralara gençlerimizi kanalize edecek araçların ve ara programların sunulması gerekir.” diyerek gençlik politikalarında olması gereken yaklaşımı ortaya koydu.
GENÇLERİN DÜNYA İLE ETKİLEŞİMİ
AZALTILIYOR, GENÇLER ÜLKEYİ TERK EDİYOR
Genç işsizliğinin 2002’de %19’dan 2020’de %27’ye çıkmasının ve son 4 yılda 404 bin vatandaşımızın ülkeden ayrılarak yurt dışına yerleştiğini belirten Cesur, gençleri hayata katılımcı kılacak programlardan yoksun bırakılmasının ve demokratik kurumların zayıflatılmasının bu sonuçların alınmasında büyük payı olduğunu belirtti. Cesur, metropollerden Avrupalıların ayrılması ve turist profilinin çeşitsizleşmesinin yanı sıra yabancı şirketlerin ve yurt dışı kaynaklı projelerin faaliyetlerinin ülkemizde azalması ile beraber gençlerin dış dünya ile ülkemizde iletişimin azaldığına dikkat çekerken, kurdaki artışlarınsa gençlerin yurtdışında turizm ve eğitim faaliyetlerinde bulunmasını zorlaştırdığını vurguladı.
DÜNYA İLE İLETİŞİM İÇİN GENÇLERE ÖZELLİKLE İNGİLİZCE’NİN ÖĞRETİLMESİ LAZIM
Konuşmasında ayrıca Dünya’da internet üzerinden bilgi ve içeriklerin paylaşımının hızla arttığının ve bu paylaşımın çoğunlukla İngilizce dili üzerinden yapıldığını hatırlatan Cesur, “Sosyal medya ve internet platformlarında Türkçe kaynak havuzunun İngilizce kaynak havuzun 1000’de 1’ini bile oluşturamadığı bir ortamda, gençlerimizin çoğunun İngilizce bilmemesi çok ciddi bir olumsuzluk” diyerek 2016 Eurostat verilerine göre Türkiye’de yabancı dil bilmeyen nüfusun %81,8 olduğunu ancak bu oranın Avrupa’da %40’ın altında olduğunu paylaştı. Bütün bunlar bir araya gelince gençlerimiz küreselleşmeden ve dünyada gittikçe daha katılımcı olan gençliğin gerisinde kalındığını vurgulayan Cesur, “Gençlerimizi kırtasiyecilikten ve bürokrasi okyanusundan kurtarmamız gerekiyor.” dedi.
ÜNİVERSİTELİLERİN YAPISAL BİR GEÇİM PROBLEMİ VAR, DİĞER BAKANLIKLARLA KOORDİNELİ ÇALIŞILMALI
Son olarak üniversitelilerin geçim sorununa değinen Cesur, gençlerin geçimlerini sağlamak için KYK kredilerine muhtaç kaldığını ancak plansız eğitim ve istihdam sebebi ile mezuniyetten sonra borçlarını ödeyemediklerini söyledi. İrlanda, Almanya gibi AB ülkelerinde gençlerin haftada 20 saat çalışarak hem derslerine yeteri kadar vakit ayırdığını hem de o ülkelerdeki saat başı asgari ücret olan 10-12 Euro’yu kazanabildiklerini hatırlatan Cesur, iş piyasasının gençlerin gerçek işlerde yarı zamanlı çalışabileceği şekilde düzenlenmesi gerektiğini, gençlerin çalışmayı arzu ettiğini ve bakanlıkların bunun için koordineli çalışması gerektiği söyledi. “Aynı yöntemle gençlerimizin eline haftada 20 saatlik yarı zamanlı çalışma için mesela asgari ücretin yarısı olan 1150 TL geçebilse, gençlerimizin KYK borcu almasına gerek kalmazdı” diyen Cesur, Avrupa’da gençlerin üniversite sonrası bir yıllarını kendilerini geliştirmek için adadıkları “Gap Year” (Ara Yıl)’ın Türkiye’de gençler arasında “Zoraki İşsizlik Yılı” olarak geçtiğinin altını çizdi. Bütün bu sorunlarla mücadele eden gençlerin içine düştüğü psikolojik sorunları da dile getiren Cesur, Gençlik ve Spor Bakanı’na bahsedilen sorunların çözümü için herhangi bir plan veya devam eden çalışmaların olup olmadığını sordu.