İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur, videokonferans sistemiyle gerçekleştirilen TBMM Milli Egemenlik panelinde konuştu. Cesur; “Türk kadınları olarak Atatürk’e şükran borçluyuz. TBMM’nin 100. yılında kadınlarımıza kader diye sunduğunuz tek şey yoksulluk ve şiddet” dedi.
TBMM 100. Yıl etkinlikleri kapsamında, 5 Aralık Türk Kadını’na Seçme ve Seçilme Hakkı Verilişi nedeniyle, TBMM Başkanı Sayın Mustafa Şentop’un himayelerinde ve Türk Tarih Kurumu ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesince tertiplenen panele İYİ Parti adına Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur katıldı.
Milletvekili Cesur, panelde yaptığı konuşmada; “Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri, sizleri ve toplantıyı takip eden tüm izleyicileri saygıyla selamlıyor ve Dünya Kadın Hakları Gününüzü kutluyorum.
TBMM himayelerinde, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi ve Türk Tarih Kurumu tarafından düzenlenen bu Panele katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum.
Bu tarihin biz Türkiye'deki kadınlar için daha farklı bir anlamı var. Bugün, aynı zamanda Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesinin 86’ıncı yıl dönümü. 5 Aralık 1934'te cumhuriyetin kurucusu Büyük Atatürk'ün devrimlerinin en önemlilerinden biri gerçekleşti. Bu günün önemine binayen böyle bir panel tertiplenmesine öncülük eden ve beni de sizlerle birlikte bu önemli konuyu konuşmak üzere davet eden TBMM Başkanımız Sayın Mustafa Şentop’a teşekkürlerimi iletiyorum.
Türkiye’de hukuk önünde kadın ve erkeğin eşit haklarının tanınması süreci 1926’da Medeni Kanun’un kabulü ile başlayan süreç, 1934’te kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi ile tamamlandı. Bu süreç Cumhuriyet Devrimleri’nin en önemli kazanımlarından birisi. Cumhuriyetin temel felsefesi, kadın erkek bütün vatandaşların, sosyal ekonomik ve siyasi hayata katılımlarını sağlamak ve bir tarafın diğeri üzerinde hakimiyet kurmasını engellemek.
Ve temel hedefi, ülkenin insan kaynağının tam olarak kullanılması, kadınlarımızın mutlu olabilmesi, kendilerini aile kurumu dışında annelik ve eş olma rolü dışında da var edebilmesi, ekonomik ve sosyal anlamda bir başka kişiye, yani bir erkeğe bağımlı olmaktan kurtarmak.
Cumhuriyet, uygarlık yolunda giden bir Avrupalılaşma projesi. Burada Avrupalılaşma derken, kadının sosyal, ekonomik ve siyasi hayatın her alanında erkeklerle eşit bir şekilde yer alabilmesi ve kadınların toplum hayatına katılımının her alanda arttırılması hedeflenmiştir. Atatürk, Cumhuriyetin temellerini çağdaş Türk kadınları üzerine atmayı hedefledi. seçme ve seçilme hakkı gibi temel haklar Avrupa hukukuna yaklaşılarak sağlandı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Osmanlı Devleti'nin aksine, dine değil ulusa dayalı idi ve ULUS- DEVLET bağını da "yeni kadın"ın simgeleyeceği düşünülerek yola çıkıldı. Şeriat döneminin belki de en önemli göstergesi kadınların kamusal alandan dışlanmaları ise, Cumhuriyet'le gelen ve ayırt eden en önemli göstergesi de kadının laik bir ulusal devletin yasal olarak eşit yurttaş kabul edilmesidir” dedi.