İYİ Parti Isparta İl Başkanı Hasan Büyükçam; İktidar Sınıfta Kalmıştır
İYİ Parti Isparta İl Başkanı Hasan Büyükçam, ülke olarak 6 Şubat’ta büyük bir deprem afeti yaşandığını belirterek; “İYİ Parti olarak deprem bölgesine her türlü yardım ve desteğimizi sürdürüyoruz. Ancak, mevcut iktidar maalesef deprem afetine müdahalede geç kalmış ve binlerce vatandaşın vefat etmesine neden olmuştur” dedi.
İYİ Parti Isparta İl Başkanı Hasan Büyükçam, bugün parti binasında bir basın toplantısı yaparak hem partisinin deprem bölgesine yaptığı yardımları açıkladı hem de iktidarın depremle ilgili çalışmalarını eleştirdi.
BÜYÜKÇAM; ALLAH’TAN SABIR DİLİYORUM
ACIMIZ, YARAMIZ ÇOK BÜYÜK”
Bugün saat 13.00’te gerçekleştirilen toplantıya; İl Başkanı Büyükçam’ın yanı sıra Merkez İlçe Başkanı Hüseyin Börekçi ve parti yönetimi katıldı. 6 Şubat Pazartesi Günü Yaşamış olduğumuz ulusal afet nedeniyle, kaybettiğimiz yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Geri de kalan yurttaşlarımıza Allah’tan Sabır Diliyorum. Acımız, Yaramız çok büyük. Depremin ilk anından bu yana Tüm yurttaşlarımız gibi bizlerde deprem felaketini yaşayan şehirlerimizde ki yaraları sarabilmek adına, İl Başkanlığımız ve İlçe Başkanlarımız ile parti üyelerimizin ve hemşerilerimizin katkılarıyla oluşturduğumuz yardım paketlerimizi, ilçelerimizde kaymakamlık birimlerimize ulaştırırken, İl Başkanlığımızda toplanan yardımlarımızı da Hatay’ın Hassa İlçemize Ulaştırdık. Yine bu süreçte Isparta’ya gelen depremzede yurttaşlarımıza, konaklama ve diğer hususlarda yardımcı olmak için bir komisyon oluşturarak. Gelen depremzede yurttaşlarımıza yardımcı olmaya çalıştık.
BİZLER BAZI İKTİDAR MENSUPLARI GİBİ, İNSANLARIMIZIN SİTEMLERİNİ DEĞİL, ÇÖZÜMLERİNİ NOT ETTİK”
Değerli Basın Mensupları, İYİ Parti, Depremin İlk Gününden bu yana, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener, Genel Başkan Yardımcılarımız ve Milletvekillerimizle birlikte deprem felaketini yaşayan, yurttaşlarımızın yanında olabilmek adına, deprem bölgesine gidip, orada yaşanan aksaklıkların giderilmesi, yurttaşlarımızın daha hızlı devlet imkânlarına ulaşabilmesi adına çalışmalarını gerçekleştirmişlerdir. Bu zorlu süreçte Isparta İl Başkanlığı olarak, bizler sadece, genel merkezimizin çalışmaları ve açıklamaları doğrultusunda hareket ettik. 15 günlük süreç boyunca, Isparta’nın tek gündeminin deprem ve oradaki yurttaşlarımızın yaralarının sarılması olmasını istediğimiz için hiçbir basın mensubumuza açıklama yapmadık. Fakat oradaki çalışmalar sırasında, ulusal basına ve sosyal medyaya da yansıyan organizasyon eksikliklerinin, yaşanılan hayati öneme sahip aksaklıkların pek tabi olarak bizlerde farkındaydık. Bizler bu süreçte, bazı iktidar mensupları gibi, insanlarımızın sitemlerini değil, çözümlerini not ettik.
“KOMİSYONUMUZ ISPARTA’DA OLASI BİR DEPREMİN ETKİLERİNİ AZALTMAK İÇİN BİR RAPOR OLUŞTURMUŞTUR”
Bu nedenle, Bir yandan depremzede yurttaşlarımıza yardım faaliyetlerimiz konusunda çalışmalarımızı yürütürken, Diğer yandan da Merkez İlçe Başkanlığımız ile birlikte oluşturduğumuz, Deprem Komisyonumuzda, Isparta’nın Acilen Gerçekleştirmesi gereken Eylemlere yönelik bir çalışma oluşturduk. İl Yerel Yönetimler Başkanımız Sayın Volkan Kaya, Merkez İlçe Yerel Yönetimler Başkanımız Sayın Koray Öztürk başkanlıklarında oluşturduğumuz bu komisyon, yerel sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmeler gerçekleştirmiş ve çalışmalarını tamamlamıştır. Komisyonumuz Isparta’da olası bir depremin etkilerini azaltmak için bir rapor oluşturmuş ve önerilerini sunmuşlardır. Acilen hayata geçmesi gerektiğini düşündüğümüz bu önerilerimizi Isparta Halkı ile paylaşmak üzere şu an karşınızdayım.
“ACİLEN TÜM BELEDİYELER
BU SÜRECE DAHİL EDİLMELİDİR”
Bizler bu önerilerimizin üzerinde daha detaylı konuşulması ve yol haritası çizilmesi adına konusunda uzman kişilerin, akademisyenlerin, sivil toplum kuruluşlarının acilen sürece dahil edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Isparta için hayati önem taşıyan bu teklifin, parti ayrımı gözetmeksizin, Isparta’da ki tüm belediyelerde gündeme alınmasını ve belediyeler bünyesinde tüm sivil toplum kuruluşlarının, akademisyenlerin ve siyasi partilerin bulunduğu bir çalışmanın an be an hemşerilerimizle paylaşılan bir komisyon oluşturulmasını elzem görmekteyiz. Bu nedenle belediye meclislerinde yer alan tüm siyasi partilerden şehrimiz için hayati önem taşıyan bu öneriye destek vermelerini talep ediyoruz.
“DEPREM VE AFET YATIRIMLARINDA
JAPONYA’NIN ÇOK AMA ÇOK GERİSİNDEYİZ”
Şimdi komisyonumuzun oluşturduğu raporumuzu sizlerle paylaşıyorum.
Japonya mukayesesiyle başlayalım; Anadolu Ajansı haberine göre deprem kaydı yapılmaya başlanan 1900 yılından 24 Kasım 2022 tarihine kadar ülkemiz 122 yılda 6 şiddeti ve üzeri büyüklükte 226 deprem görmüştür. Maalesef Maraş depremlerini de eklediğimiz zaman can kaybımız toplamda 100,000’i geçmiştir. Bu verilere baktığımızda depremler ülkesi olarak tanıdığımız Japonya’dan bile daha fazla felaket yaşamışız. Japonya’da son 20 yılda 6 şiddeti ve üzeri büyüklükte 28 deprem olmuş ki bunlardan birisi de 9,0 şiddetinde ki 2011 depremi. Oranlama yapacak olursak onlar yılda 1,4 deprem görüyor bizler ise ülke olarak yılda 1,8-1,9 deprem yaşıyoruz. Dolayısıyla depremler ülkesi Japonya’dan daha fazla deprem ülkesiyiz ancak deprem ve afet yatırımlarında Japonya’nın çok ama çok gerisindeyiz. Maalesef buna bağlı olarak da çok fazla ölümle karşı karşıya kalıyoruz. Eksik kalan yatırımların yanı sıra eğitim ve afetle yaşamaya karşı halkımızı bilinçlendirme konusunda da bu ülkenin çok gerisindeyiz.
Bakınız Japonlar;
• En az ayda bir olmak üzere okullarında tam teşekküllü deprem tatbikatları yapıyorlar.
• Her evde deprem çantası bulundurmayı kültür haline getirmişler.
• Deprem anıt müzeleri oluşturarak deprem bilincinin unutulmamasını sağlıyorlar.
• Bir deprem anında tüm televizyon kanalları acil deprem yayınına geçerek güvenli bölgeler, artçı depremler ve olası tsunami ihtimallerine karşılık vatandaşlarını bilgilendirmeye o an başlıyor.
• Trenlerde ki deprem sensörleri sayesinde 2011 depremi anında 27 aktif treni büyük bir hasar almadan durdurmayı başardı.
• Tokyo’da tsunami gibi sel felaketlerinde çalışacak olan su tünelleri ve deşarj sistemi için 3 milyar dolar harcandı ve 13 yıl sürdü.
Dolayısıyla böylesine büyük afetlerde can kaybını azaltabilmek için mimari düzenlemelerin yanı sıra yasalarla ve eğitim-öğretim alanında ki düzenlemelerle ilerlemişlerdir. Biz daha çok deprem ve afet yaşıyor olmamıza rağmen yukarıda saydıklarımızın kaç tanesini tam anlamıyla uygulayabildik? Bu düşünülmesi gereken bir konudur.
Ülkemiz gündemine gelecek olursak; İnşaat Mühendisleri Odasının 14 Şubat 2023 tarihinde yayınladığı Maraş Depremine ilişkin raporda bahsedildiği üzere, depremin bu kadar yıkıcı olmasının temel nedeni ‘Zayıf Zemin Koşulları’ gösterilmektedir. Rapor Açıklamasında ‘’Deprem hasarlarının yaygın olduğu bölgeler, verimli tarım arazileri üzerinde planlanmış şehirlerdir. Dolayısı ile ana kayanın derinde olduğu zayıf zemin koşullarında, hatta sıvılaşma potansiyeli olan zeminlerde yapılan 10-15 katlı ve taşıyıcı sistemi esnek yapılar ağır hasar almış veya toptan göçmüştür. Bununla birlikte, göçmese de bir kat batan veya yana eğilen binalar gözlemlendiğinden, bazı bölgelerde zemin sıvılaşması olduğu düşünülmektedir.’’ İfadeleri kullanılmıştır.
“İMARA AÇILAN BÖLGELERDE, TOPRAK YAPISINA İLİŞKİN BU HUSUSLARA NE KADAR DİKKAT EDİLMİŞTİR SORUYORUZ?”
Bu açıklama eminim şu an salonda bulunan Isparta’yı yakından takip eden basın mensuplarımıza ve konuya vakıf uzman kişilere tanıdık gelmiş olmalıdır. Isparta’da Kent Merkezi, özellikle altyapı hizmetlerinin kolaylığı sebebiyle, yukarıda ki Maraş depremi raporuna paralel olarak tarımsal arazilere ve alüvyon topraklara kaymaktadır. Bu benzerlik durumu şehrimizin içinde bulunduğu tehlikeyi açıkça göz önüne serdiğinden acilen önlemlerin alınması gerekir. Özellikle Nüfusun yoğun olduğu ve yüksek katlı binaların bulunduğu Isparta Kent Merkezinde, gerek mevcut meskûn alanlarda gerekse yeni imara açılan bölgelerde, toprak yapısına ilişkin bu hususlara ne kadar dikkat edilmiştir soruyoruz?
“KİMSE, BENİM DÖNEMİMDE OLMADI
DİYEREK KONUYU GÖRMEZDEN GELEMEZ”
1999 yılından bu yana 24 yıldır Isparta AKP’li ve MHP’li belediye başkanları tarafından yönetilmektedir. Hali hazırda cumhur ittifakının paydaşı olan bu 2 parti birbirlerinin açıklarını bildikleri halde, ben yapmadım, benim dönemimde imara açılmadı gibi söylemlerle, konuyu yok sayarak birbirlerini korumaktadırlar. Mevcut belediye başkanı, geçmişteki hataları ve imara açılan bölgelerdeki yanlışları düşünüyorsa bir an evvel geç kalmadan tedbir almalıdır. Kimse, benim dönemimde olmadı diyerek konuyu görmezden gelemez. Yine Sakarya Üniversitesi’nden uzmanlarımızın 2017 yılında Isparta baseni özelinde yaptıkları araştırmalar neticesinde olası deprem senaryolarından Burdur fay hattının kuzey doğuya doğru kırılım göstermesi durumunda Isparta merkezi yıkıcı hasar alabilecek bir depremle karşı karşıya kalabilir. Yakın çevremizde Eğirdir Gölü çevresi ve Burdur havzasından havaalanı bölgesine kadar uzanan etkili fay hatları bulunmaktadır. Kent merkezimizde zeminin alüvyon olması sebebiyle oluşması muhtemel depremlerin etkili ve yıkıcı olabileceği, bilim insanları ve konunun uzmanları tarafından öngörülmektedir. Yine ilimiz içerisinde Aksu fayı 50 km genişliğinde, 150 km uzunluğundadır. Tek parça olmayan bu fay Doğu Akdeniz’e kadar uzanmaktadır, bu fay aktif bir alandır ve tehlike arz etmektedir. Dün Akşam ki Sütçüler Depremi mevcut hat üzerinde gerçekleşmiştir.
BU NOKTADA, BÖYLE KÖTÜ BİR SENARYOYA KENT YÖNETİCİLERİMİZ VE İLGİLİ KURUMLARIMIZ NE KADAR HAZIRLIKLIDIR.?
AFAD’IN HAZIRLADIĞI ISPARTA İl Afet Riski Azaltma Planı (İRAP) dökümanında ya da resmi bilgilendirme mecralarında deprem, yangın, sel, heyelan, çığ düşmesi v.b. (ki şehrimizde bu saydıklarımızın neredeyse hepsiyle karşılaşıyoruz) afet durumları için elinde bulundurduğu ya da o an tedarik edebileceği çadır, konteynır, iş makinası, jeneratör, gsm ve internet yayını sağlayabilecek seyyar araçlar gibi ekipmanların sayısı belirtilmemiştir.
Bunlardan bazılarının tedarik edilebileceği kurum ve noktalara dair yüzeysel bilgilere yer verilse de miktara, niteliklerine, kullanıcılarına ve kullanıcı sayısına dair hiçbir bilgi yoktur.
Ayrıca kurtarma çalışmalarına katılabilecek insanların net olarak belirlenmemesinden dolayı bu kurtarma çalışmalarına katılabilecek kişi sayısı da belirtilmemiştir. Konuya dair sadece arama-kurtarma eğitimi verilen kişi sayısı bildirilmiştir ancak eğitim alan bu kişilerden kim hangi görevlerde bulunacak, ‘kaç tanesi hala Isparta’da’ gibi detaylı programlar bulunmamaktadır. AFAD verilerine göre şehirde her 1000 kişiye 2 hekim düşerken, bu rakamın olası bir deprem anında yetersiz kalacağı aşikardır. Depremin kritik saatleri olan ilk 72 saatte, hangi şehirlerden şehrimize hekim gelecektir. kaç hekimin olası bir depremden ısparta’da görev yapması planlanmaktadır. Kaç hekimimize böyle bir senaryoda hazır olmaları gerektiği bilgisi verilmiştir.
Isparta’da yoğun kentleşmenin olduğu kent merkezi için bir DEPREM MASTER PLANI yapılmış mıdır? İstanbul, İzmir, Gibi Kentlerimizde bu planlar halkın rahatça erişimine açılmış bir vaziyette iken, VARSA Isparta Deprem Master Planı Neden Halkın Erişimine Açık Değildir.
EĞER BİR DEPREM MASTER PLANI YOKSA, Yılladır Şehri Yönetmekte Olanlar Tarafından Bu Kadar Elzem Bir Konu Neden Görmezden GELİNMİŞTİR. Komşu ilimiz Burdur’da 2000 yılında DEPREM MASTER PLANI YAPILMIŞKEN 24 YILDIR KENTİ YÖNETENLER BU KONUYA NEDEN EĞİLMEMİŞLER NEDEN UYUMUŞLARDIR.
“ACİLEN ŞEHRİN TÜM PAYDAŞLARININ KATILIMIYLA ^
ŞEHRİN DEPREM MASTER PLANI OLUŞTURULMALIDIR”
Sivil toplum kuruluşlarının, akademisyenlerin, siyasi partilerin, kamu kurum ve kuruluşlarının, bir araya gelerek hazırladığı deprem master planının oluşturulması için çalışmaların acilen başlatılması gerekmektedir. Bu Planda;
Mevcut yapılar için öncelikle stratejik olanlardan (barajlar, hastaneler, okullar, afet koordinasyon merkezleri, valilik, kaymakamlık binaları, kolluk güçlerinin binaları v.b.) başlanmak üzere tüm yapılardan numuneler alınarak olası depremlere dayanıklılığı tespit edilmesi elzemdir. Tespitler doğrultusunda zayıf olduğu düşünülen yapılar gerek kentsel dönüşüm ya da güçlendirme gibi yöntemlerle, gerekse açıklanacak teşvik paketleriyle hızlı bir şekilde önlemlerin alınması gerekir. Özellikle Belediyelerimize ve İl Özel İdaresine ait ya da sorumluluğunda bulunan binalarda acilen bu çalışmanın yapılması özel sektör ve vatandaşlarımıza örnek teşkil edeceğinden gereğinin yapılması gerekir.
Özellikle, Şehirdeki Eski Yapıların, Deprem yönetmeliklerine uygun olma ihtimali bulunmamaktadır. Bu binalarla ilgili acilen çalışmaların planlanıp, çalışmalara başlanılması gerekmektedir.
ŞİMDİ SORUYORUZ
Yukarıda Bahsettiğimiz üzere Alüvyon Zemin üzerine inşa edilen edilen yüksek katlı bu binalarda ise Fore Kazık ve Sismik İzalatör uygulaması gibi yöntemlerle depremin olası yıkıcı etkilerine yönelik önlem alındı mı?
Yine Şehrimizde Riski Yapı Olduğu Tespit edilen binaların yıkım kararı çıktığı halde bunların hala daha yıkılmamasının sebebi nedir? Kent Merkezinde yoğun kalabalığın bulunduğu bölgelerde bu tarz binaların bulunduğu tarafımızca bilinmekte bu binalar için neden Belediye Önlem Almamaktadır? Belediye Neden bu binaları Görmezden Gelmektedir?
Neredeyse Türkiye’nin Tüm İllerinde RİSKLİ ALAN İLAN EDİLİP KENTSEL DÖNÜŞÜMDE ÖNCELİKLİ ALANLAR BELİRLENİRKEN, Isparta’da Kent Merkezinde Çok Fazla Riskli alan olduğu düşünülen bölge olmasına rağmen böyle bir çalışma yapılmamasının nedeni nedir?
AYRICA Belediyemizde Kentsel Dönüşüm Ofisi Var Mıdır? Varsa Çalışmaları Nelerdir? Neden Kamuoyu ile paylaşılmamaktadır? (Biz BÖYLE BİR OFİSİN Olmadığını Biliyoruz Fakat Belediyeden Bunun Sebeplerine İlişkin Açıklama Bekliyoruz)
Sayın belediye başkanı Isparta’da kent konseyi neden yok? Isparta Belediye Başkanı Bükrü Başdeğirmen’nin Kent Konseyine ne gerek var açıklamasının sebebi nedir? kentin önde gelen sivil toplum kuruluşlarının, bilim insanlarının görüşlerinden sayın Başdeğirmen neden korkmaktadır? Belediye neyi eksik yapmıştır, yapmaktadır?
Isparta’da imar barışından geçen yapıların projelerinin tekrar derhal gözden geçirilerek depreme dayanıklılıklarına ilişkin raporların bir an önce alınması gerekmektedir. imar barışına başvurularında nüfusa oranla en yüksek başvuru olan illerden biri Isparta’dır bu durum tehlikenin boyutunu da artırmaktadır” dedi.