Tarih: 26.11.2016 07:18

Kadına şiddet insan hakları ihlalidir

Facebook Twitter Linked-in

Isparta Barosu Kadın Hakları Komisyonu  Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi  Av. Arzu Elma Benli, 25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı. 25 Kasım’ın toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayrımcılığa, aile içi şiddete, kadın haklarının yok sayılmasına karşı dayanışma günü olduğuna değinen Benli, kadına yönelik şiddetin insan hakları ihlali olduğunu belirtti.
Av. Benli’nin açıklması şu şekilde; “BM Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesinde ve Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesinde kadına yönelik şiddet “kamusal veya özel yaşamda kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik acı, ızdırap veren ya da verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem, tehdit, zorlama, keyfi olarak özgürlükten, ekonomik gereksinimlerden yoksun bırakma” olarak tanımlanıyor. İstanbul Sözleşmesinin önsözünde, “kadınlara yönelik şiddetin, erkekler ve kadınlar arasındaki eşitlikçi olmayan güç ilişkilerinin dışa vurumu olduğu, kadınlara karşı ayrımcılık yapılmasına yol açtığı ve kadınların ilerlemelerinin önünde engel olduğu, bu nedenle şiddeti önlemenin bir devlet politikası olması gerektiği vurgulanıyor.
 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair kanunda şiddet ; “Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı” olarak tanımlanmıştır. Şiddet bir insan hakkı ihlali olmakla birlikte;bireyi ,aileyi ve toplumu derinden etkileyen hastalıklı ruh halidir.Kadının maddi ve manevi her yönden zarar görmesine ve hayatı insani koşullarda devam ettirememesine neden olur.
25 Kasım gününün kadınlarla ilgili diğer günlerden önemli bir farkı vardır.Günümüzde, kadına yönelik şiddet olgusu, sadece bir kadın sorunu olarak değil, toplumsal bir sorun olarak çok yönlü olarak gündeme alınmalı ve çözüm üretmek için sosyoekonomik koşullar, politik gelişmeler ve kültürel etkenler birlikte değerlendirilmelidir. Yaşamsal öneme sahip bu sorunun ortadan kaldırılması için kamuya yönelik eğitim ve bilgilendirme çalışmalarına hız verilmesi gerekir
                   Kadınlara karşı şiddetin ve kadın cinayetlerinin önüne geçmek için öncelikle;
         - Kadın cinayetlerinde ağırlaştırılmış müebbet hapis verilmesi ve ne iyi hal ve ne de tahrik hükümlerinin uygulanmaması
         - Kadına yönelik her türlü şiddet (Kamusal veya özel yaşamda kadınlara fiziksel cinsel veya psikolojik acı, ızdırap veren ya da verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem, tehdit, zorlama keyfi olarak özgürlükten, ekonomik ihtiyaçlarından yoksun bırakma )suç kapsamına alınmalı ve daha ağır cezalar getirilmeli
               -  İnfaz hükümlerinde de ağırlaştırıcı hükümler konulmalı
              -  Ailenin korunması ve aile içi şiddetin engellenmesine  dair kanun, daha etkin ve sonuca giden kadının mağduriyetini gideren maddeler ile düzenlenmeli
               -  Aile içi şiddetin önlenmesi için ilk okuldan itibaren eğitim başlatılmalı
           -  Kadına kötü imaj yükleyen,  cinsel obje gibi gösteren dizilerin içeriklerinin düzeltilmesi veya yayından kaldırılması
               -   Ateşli silah edinilmesi ve ruhsat alınması zorlaştırılmalıdır
              -   Kadının iş sahasına kazandırılarak yatırımda ve iş kurmada önü açılmalıdır
              Kadın güçlenip, eğitim alıp özgüvenini geliştirdikçe kurduğu aile, yetiştirdiği çocuklarda sağlıklı, özgüvenli olacak, güçlü bir toplumu oluşturacaktır. Güçlü ve sağlam bir toplum için kadına şiddete ‘Hayır’ diyor, kadınların toplumda hak ettiği yere ulaşmasındaki tüm engellerin kalktığı bir dünya diliyorum.”


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —