Tarih: 21.09.2017 10:03

KARACAÖREN SUYUNDAKİ BELİRSİZLİK…KARARSIZLIK !

Facebook Twitter Linked-in

Karacaören- Barajı, Isparta ve Burdur'da Aksu Çayı üzerinde, taşkın kontrolü  akıntı yönündeki 9500 hektarlık alanın sulanması, elektrik enerjisi üretimi ve küçük balıkçılık  amacıyla 1977-1990 yılları arasında inşa edilmiş bir barajdır. Kuruluşunda ‘içme suyu kaynağı’ amacını taşımayan ve çevresinde herhangi bir koruma önlemi alınmayan. Daha sonraları 2050 yılı için ANTALYA ilinin içme suyu kaynağı olarak kullanımı öne çıkmıştır.. DSİ tarafından yürütülecek olan projenin temeli, 1 Mart 2014 tarihinde Orman ve Su İşleri Bakanı  Sn. Veysel Eroğlu tarafından atılmış .Antalya Büyükşehir Belediyesi, kentin içme suyunu temin etmek için proje hazırladığı ve. Antalya’ya 42 kilometre mesafeden kente içme suyu sağlamayı amaçlayan projenin maliyeti ise arıtma tesisleriyle birlikte 300 milyon lirayı bulduğu bildirilmektedir.
    KAFES BALIKÇILIĞI..  DERELERİN TAŞIDIKLARI…
  Karacaören barajının kullanım amacının dışına çıkılması birçok; bilim insanı ve kuruluşların  uyarı ve olabilecekleri belirtmelerine -karşı çıkmasına rağmen KAFES BALIKÇILIĞI ’na izin verilmesi, gölün  kirlenmesinin  başlıca nedenlerindendir.  Bir iki üç derken bugün kafeslerin sayısı yüzleri geçmiştir. Kafes balıkçılığında kullanılan yemlerin kalitesi, kullanılan kimyasallar (antibiyotikler vb) ve kafesteki (padok) ağlarında meydana gelen fuling (sakallanma-alg bulaşması- artışı) ağların temizlenmesinde çamaşır suyu vb. çok tehlikeli kimyasalların kullanıldığının belirtilmesi; Son yıllarda bunun sonuçları barajın beklenen kirliliği ve balık ölümleriyle  sonuçlanmıştır.
     Isparta’daki mermer ve deri işleme tesislerinde kullanılan kimyasallar, Isparta Çayı ve Aksu nehri vasıtasıyla yıllardır göle taşınıyor. Atık kanalına dönüşen Sav Deresi’nin adeta köpüren suları baraj gölüne  taşınması. Arıtma hiç yok ya da yetersiz. ‘Antalya baraj gölünü içme suyu olarak kullanırsa’ o zaman arıtma kurulur beklentisi ise şaşırtıcı ve ürkütücüdür”
Barajı gölünün zamanla bir atık alanı olarak kullanılması; yöredeki tarımı güçlendirmesi istenilmiş fakat gelişen tarımın salma su ve aşırı-gübreleme yöntemleriyle baraj gölü tarımsal kirlilikten ciddi oranda etkilenmiştir.
Gölde küçük ölçekli balıkçılık amaçlanmış ve İsrail sazanı ile yapılan balıklandırma göldeki biyolojik dengeleri olumsuzlaştırmıştır.
  BALIK ÖLÜMLERİ: “BU GÜN BALIKLAR ÖLMEKTE YARIN ÇOCUKLARIMIZ ÖLECEK”
   Karacaören Baraj Gölü’ndeki balık ölümleri çeşitli dönemlerde basında da yer aldı. Bunlar içerisinde en tehlikeli olanı Kasım 2006’da gölde ihbarı zorunlu viral hastalıklardan biri olan ‘İPN’ (infeksiyöz pankkreatik nekrojü) tespit edilmesi üzerine gölde  karantina uygulandı.,. Geçtiğimiz yıllarda da binlerce İsrail Sazanı gölün Elsazı bölgesinde öldü. Bu tür ölümler, göl suyunun aşırı oranda kirlenmesinin en önemli göstergesidir. Balık ölümlerine, ‘bu baraj gölünün nimetlerinden 300-400 kişi geçimini sağlıyor’ acındırmasıyla bakılması çok yanlıştır. Bu kadar basit olmamalı. Barajın suyu ile üretilen tarım ürünlerinin ne kadar insanı etkileyeceği düşünülmüyor. Yörede üretilen ürünler pazarlarda ‘organik’ diyerek satılıyor ve rağbet görüyor. Yöre köylüleri, ‘bugün balıklar ölüyor, yarın çocuklarımız ölecek’ ve  yöredekilerin ” Balıkların öldüğü suyu bize mi içirecekler” sözleriyle durumu ve endişeleri  özetliyorlar”
  Gelinen nokta; binilen dalın kesilmesinin yanı sıra, gölün bırakın içme suyu olarak kullanımını, tarım için bile kullanımını imkansızlaştırmaktadır.
Sonuç:.Göl bunlara 10-15 yıl dayanabildi. Önce kirlendi, şimdiyse adeta çürüdü. Gölün dip kesimindeki çamurda kimyasal madde birikimi ve mavi-yeşil alg miktarı artmış durumda. Bunlar yıllardır gölün bilinen gerçekleridir. Gölün bu ciddi sorunları nedeniyle 2050’yi görmesi kesinlikle mümkün değildir.
   Ancak hala dereler kimyasal atıklar taşıyor, gölde hala çok sayıda balık kafesi var, göl havzasında hala ilkel yöntemlerle tarım ilacı ve gübreleme yapılıyor. Bu bakış açısı ve kullanımla 2050 yılına ulaşması mümkün olmayan Karacaören Barajı Gölü’nden Antalya ve çevresi için içme suyu alınması ve bu suyun kullanılması hem sağlık açısından hem de arıtması çok pahalıya mal olacağı için ekonomik açıdan doğru değildir. Kesinlikle bu su bu hali ve bu yöntemlerle içme suyu  olarak kullanılmamalıdır.
Karacaören Gölü’nün içme suyu olarak kullanımı ile ilgili olarak geçtiğimiz günlerde görüşlerim sorulduğunda; yukarıdaki gerçekleri tekrar anlattığımda, bana dönüşlerde Karacaören Gölü projesinden vazgeçilebileceği bildirildi…  Önerimiz MANAVGAT ÇAYI… Erol Kesici


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —