1999-2004, 2009-2014 yılları arasında Isparta Belediye Başkanlığı yapan Yusuf Ziya Günaydın, 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde üst üste ikinci kez bu göreve seçilmişti. 2019 yılına kadar görev süresi bulunan Günaydın, belediye başkanlığında 12’inci yılını dün doldurarak, 13’üncü yılına girdi. Başkan Günaydın, geriye bakmak yerine daima ileriye baktığını belirterek, hizmetleri de buna göre planladıklarını söyledi. Günaydın, kalan 3 yıl içinde hedeflediği projeleri bitirmek istediğini ifade ederken, ‘3 yıldan sonra tekrar aday mısınız?’ sorusuna henüz ‘zaman ne gösterir bilemiyorum’ diye yanıt verdi. Başkan Günaydın, son 3 yılda yapmak istediği projelerden de bahsetti.
ATATÜRK’ÜN KURDUĞU FABRİKALAR KAPATILDI
Belediye Başkanı Günaydın, Türkiye’nin son 15-20 yıldır üretkenlikten uzaklaştığını ifade ederek, “Üretkenlikten uzaklaşıyoruz, tüketimci toplumlara gidiyoruz. Atatürk’ün kurduğu tüm fabrikalar kapatılıyor, bitiriliyor. Bu fabrikalar kapatıldıktan sonra yerine AVM’ler kuruluyor. Aydın’da Atatürk’ün kurmuş olduğu bir bez fabrikası vardır. Şimdi yerinde AVM var. Isparta’da Atatürk’ün kurduğu Sümerbank vardı. Onu yok ettiler. Yerine AVM, Hastaneye benzer değişik şeyler yapılıyor. Üretmeyen toplumlar önce istikbalini sonra da vatanını kaybeder.
BİMS BLOK ÜRETİP SATIYORUZ
Üretime değil de tüketime gidildikçe o toplumun sonu gelir. Ben bir belediye başkanıyım. Belediye başkanı olmadan önce de üreten insan olarak çalışıyordum. Ofiste yapılar üretiyordum. Belediye Başkanı olunca baktım ki belediyenin potansiyeli çok güçlü, kapasitesi var, bunun da üretime yönlendirilmesi gerektiğini düşündüm. Şuan bizi toplumdan uzaklaştırdılar. Banka faiz gelirleriyle kendini avutan insanlar ortaya çıktı. Bu da bir tüketim. Ben belediye başkanı olunca önce üretim fırsatı yakalayayım dedim. Baktım büyük pomza yatakları var belediyeye ait. En iyi makineleri kurduk. 8 ayda Bims Blok Fabrikası kurduk. Şuanda Ortadoğu’nun en büyük ve en kaliteli fabrikasını kurduk. Yurtdışı nakliyesi pahalı olduğu için oraya satış yapamıyoruz ama Türkiye’nin her yerine satış yapıyoruz. Malımızı zor yetiştiriyoruz. Önce kaliteyi önemsiyoruz. Sonra satışı önemsiyoruz. Bir günde 80 bin mal üretiyoruz.
TÜRKİYE’DE TEK ÜRETKEN BELEDİYE BİZİZ
Üreten ve kazanan bir belediyeyiz. Aynı zamanda hizmet eden ve yararlı olan bir belediyeyiz. Üretkenlikte sanırım Türkiye’de biz tekiz. Etrafımızda karşı dağda taşlar var. Hemen ocak kuruyorsun taşları alıyorsun. Fabrikayı kuruyorsun. Bu sefer taş satmaya başlıyor. Isparta’da geyran taşı denilen bir taş var. Bu taşı aldık ocakları kurduk. Şuanda dünyanın her yerine taş satıyoruz” şeklinde konuştu.
KİLİMLERİMİZ AMERİKA’YA KAÇIRILDI
Öte yandan 30 Mart 2014 yerel seçimlerinden sonra sanatsal eserlere de önem verdiklerini kaydeden Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın, Prof. Dr. Turan Yazgan Etnografya Halı ve Kilim Müzesi’ni Isparta’ya kazandırdıklarını belirtti. Etnografya Müzesinin Türk tarihini, özünü ve milliliğini yansıtan bir yer olduğunu belirten Günaydın şunları söyledi: “Bu bizim sanatımızda var. bu sanatımızda en başta kilimlerde var. 1940’lı yıllarda kilimlerimiz Amerika’ya kaçırılıyor. Sizin tarihinizi, milliyetçiliğinizi çalıp götürüyorlar. Maalesef biz de bakıyoruz.
2 BİN KİLİM SERGİDE 1000 TANE DE STOKTA
Bu müzemizde sergide olan 2 bin kilimimiz var. Müzemiz 3500 metrekare ve 165 metre uzunluğunda bir yer. Bin tane kilimimiz de stokta var. Tarihini keşfetmediğimiz kadar eski kilimlerimiz var. 2000 yıl önceki motifler bu kilimlerde ortaya çıkıyor. Burada Toros kilimleri ağırlığı da vardır.
İSMAİL ATEŞ VESİLE OLDU
Bir etnografraycı insanımız var. İsmi İsmail Ateş. 45 yıl tüm harcamalarını Toroslar’dan Amerika’ya kaçmasın diye toplamış. Bu kilimleri bir yerde sergileyememiş. Bu kilimlerin toplam değeri tahmin edilebilecek bir rakam değil. bu kilimleri toplamış ve bana geldi. Bunları koruyabilir misin dedi. Kilimlere baktım ki çok değerliler. O yüzden bu müzeyi yaptık. İsmail Ateş kardeşimiz bu kilimleri Isparta Belediyesi’ne bağışladı. Bu kilimleri almak isteyenler çıktığını söyledi. Ama satmamış. Onu tebrik ediyorum.
BURADA AŞK VAR
Duyguların en yüce olduğu yer burasıdır. En çok turnalar kilimi vardır. Adeti sayılamayacak kadar turnalar kilimi vardır. Turnalar türküsünün duyguları bu kilimlerdedir.Bu konuyla ihtisaslı, çok sayıda Profesörlük unvanı almış etnografyaların kitapları buradaki kilimlerin izahatının 5’te birini yapamamıştır. Yıllarca tez verilecek, etnografya profesörlük unvanı alınacak müze burasıdır.Burada bir anonimlik var. Anonim içerisinde büyük duygular var. Bu kilimlerde aşkta var.
BAKANLIK BÖYLE BİR MÜZENİN 10’DA BİRİNİ AÇAMIYOR
Türkiye’de 600 kilimi geçen bir müzemiz yok. Bizim 2 bin kilimimiz sergide var, bin tane de stokta duruyor. Bu kilimlerin sahipleri biziz, fakat bu kadar sayıyı bir araya getirip bir müze açılamıyor. Kültür Bakanlığı şu müzenin 10’da birini açsın onları tebrik edeceğim. Açamıyorlar.”
DEDE KORKUT KİTAPLARI NE YAZIK Kİ YURTDIŞINDA
Diğer taraftan yeni bir müze üzerine çalıştıklarını ifade eden Belediye Başkanı Günaydın, Dede Korkut Müzesi ile devasa bir Dede Korkut Heykeli yapmak istediklerini bildirdi. Dede Korkut’un Türk tarihinin yaşantısını anlatan bir kültür olduğunu kaydeden Günaydın, “Ana oğula, oğuz anaya, baba oğula, oğuz babaya ve dedeye derin saygının ne olduğu Dede Korkut’ta ortaya çıkıyor. Dede Korkut, 1500 ve 1600 yıllarında 2 büyük yazarın yazmış olduğu bir kitaptır. Birisi Almanya’da diğeri sanırım İtalya’da bir müzededir. Maalesef bizim kitaplarımız onların elinde. Ben bunları inceledim, biliyorum. Dede Korkut, destandan da ötedir.
DEDE KORKUT’UN MİNYATÜR ESERLERİ YAPILDI
Yönünü, pusulasını ve Türk kültürünü kaybetmiş insanların arayacağı kitap, kişi Dede Korkut’tur. Dede Korkut bizim neslimizin başvurabileceği bir bilgi kaynağı ve kitaptır. Kısmetse karşıda Dede Korkut Müzesi ve Dede Korkut Heykeli yapacağım. Sanatçılarımız Dede Korkut’u anlatan minyatür eserleri yaptılar. Dede Korkut’un 12 destanını minyatür olarak işlemişler. Hatta onu konulara ayırıp 20’ye çıkarmışlar.
GENÇLERİN BENİ 10 KAT GEÇECEĞİNE İNANIYORUM
Dede Korkut üzüldüğü, biraz zorlandığı zaman olağanüstü dua yapmasını bilen bir insan. Boylarına, soylarına, geleceğine öyle bir dua ediyor ki, yüzlerce yıl iyi isteklerde bulunulan dualar bunlar. Bizim kitabımız yurtdışında. Üzüldüğüm nokta bu. Neden kitabımız ellerin elinde. Gençliğimize güveniyorum. Müze kurulunca gençlerimiz buna sahip çıkacak. Ama bu müzeyi ve Dede Korkut heykelini koymak lazım. Bir gün gelecek gençler beni 10 kat geçeceklerine inanıyorum.O müzeyi ve o heykeli yaptığım zaman güneş tekrar doğacaktır. Güneş gençlerimiz için doğacaktır.
SON 3 YILA HEDEFLERİMİ SIĞDIRMAK İSTİYORUM
Bahar çıkarmasını yapıyoruz şuanda. İhalelerimizi yapıyoruz. 12.yılımızı dolduruyoruz. 15’inci yılımızda da Isparta’da yaşanabilir şehirlerde birinci olmanın anlamı dışında çok muasır bir medeniyet, muasır bir kültür oluşturmak istiyoruz. 12inci yıl ilerideki 3 yıl için bu hedefi gösteriyor bana. 3 yıla tüm hedeflerimizi sığdırmak istiyorum.”