Eğer isteyerek, bilerek ve haksız olarak yürüttüğünüz bir işi, şahit olduğunuz bir konuyu, gerçekleşen bir durumu “örtbas etmek-saklamak-saptırmak”, içyüzünün bilinmesi önlemek isteyenler için söylenir. Hatalarınızın veya sevdiklerinizin ve takip ettiklerinizin yanlışlarının, “haksızlıklarının”, “suçlarının” duyulmasını, görülmesini ve bilinmesini istemiyorsanız... Herhangi bir sebeple görmezden gelmek veya gözlerden uzak tutmak istediğiniz bir durum varsa da bunlardan kurtulmak istiyor ama kurtulamıyor, üstelik de kurtulduğunuzu zannetmeye meylediyorsanız... onları “halının altına süpürmek”, ya da “hasıraltı etmek” istiyor olabilirsiniz. Ya da hasıraltı edilmesine, halının altına süpürülmesine göz yumuyor, normal görüyor, sakıncasız buluyor, hatta buna haklılık payı veriyor da olabilirsiniz.”
Bir kişilik yapısıdır bu yöneliş;
“Yanlış” yapanı gördük; ama umursamadık,
“bizden” diye görmezden gelip halının altına süpürdük
“bize yakın” deyip hasıraltı ettik.
Lakin; hasıraltı edemeyeceklerimiz, halının altına süpüremeyeceğimiz şeyler de vardır. Saygı, onur ve doğa vb. Gün gelip de “foya”nın meydana çıkması, “gerçeklerin” ortaya çıkması , “gizlilikler, suçların ortaya dökülmesi var; böylece geri dönüşü imkansız durumlara ve utanmalara neden olunur da! Halının altına süpürdüğünüzde veya hasıraltı ettiğinizde hatalardan, suçlardan, günahlardan, yanlışlardan, çirkinliklerden vs. kurtulmuş olmadığınızı bile bile bunu yaparsınız. Bu tutumunuz size “menfaat sağlama süreci”nde zaman kazandırmış gibi gözükse de, aslında o zaman sadece çöküş, bitiş, batış, yıkılış, tükeniş zamanınızdır.. Hasıraltı ettiğimiz her şey, halının altına her ne süpürdüysek, onlar orada birikecek, çoğalacak ve günü gelip, bizi bitiren esas sorun halini alacaktır ve yaşanan bir çok örneklerde bunu görmekteyiz ama geri dönüş mümkün olmamaktır..
Bu söze bir örnek; Altınkum Plajının koruma kullanımı ve sorunları ile ilgili Dönemin Valisi Sn. Halil İbrahim DAŞÖZ makamında ziyaret edip, kendilerine bu konudaki kural belge sorun ve çözüm önerilerini anlattım. Sayın valimiz DAŞÖZ bizzat Eğirdir’e gelerek Altınkum Plajında Belediyeden- kaymakamlıktan yetkililerle incelemelerde bulunduk… Ben sorunları anlatırken bir kısım yetkililer benim giysimden çekip” sayın valim her hangi bir sorun yok biz her şeyi yapıyoruz….”diyorlardı. Konu bu değildi. Bu durumdan rahatsız olan sayın valimiz; “ ben işimi gücümü bırakıp yarım günümü Eğirdir için ayırdım, hocam sorunları anlatıyor her anlattığı belgeli, anlattıkça, gerçekler netleşiyor…siz se hocayı çekiştiriyorsunuz.. Hocam dam akıyor , damı onarmak gerekiyor diyor ..Sizse; onarmak yerine sorunu halının altına süpürüyorsunuz… Rahat bırakın lütfen hocamız…” demişti .Sn. Adnan Çavdar o anları anımsıyordur sanırım. Vali beyle görüşmelerimiz sonucunda yeniden hazırlanan rapor ve kaynaklar, Sayın Valimiz DAŞÖZ’e teslim ettim. Şimdiye kadar sorunları yerinde araştıran inceleyen dinleyen, ilgilen valilerimizdendi, ama valilerin süreleri kısa oluyor.. Kenti ve sorunları tam kavradıkları zaman tayinleri çıkmakta.!
Altınkum Plajın Mavi Bayrağının iptal edilmemesi için büyük çapa harcadık. …Eğirdir’e Türkiye de Mavi Bayrak’ı temsil eden Türkiye Çevre Eğitim Vakfı Bşk. Sayın Erol GÜNGÖR’ü davet ettim. Dönemin belediye başkanıyla hep birlikte neler yapılmasıyla ilgi görüşmeler yapıldı. GÜNGÖR’le ve Üniversitedeki araştırma grubumuzla plajda incelemelerde bulunuldu tekrar su analizleri yapıldı…! Bundan sonraki analizler Eğirdir’den yetkililerin gönderdiği sonuçlarla değil ; bizzat TÇEV elamanlarınca Eğirdir’e gelinerek yapıldı. Güven sarsılmıştı. Üzücü durum. Nelerin yapılması gerektiği yerel yönetime bildirildi Su kalitesi sonuçlarında istenmeyen sonuçlar çıktı; çünkü hala zaman zaman plajdaki terfi istasyonundan göle deşarjla atık bırakılmaktaydı..! Bunlar yetkililer tarafından da belgelendi.
Koşulları yerine getirmeyen, eksikliklerini tamamlamayanların Mavi Bayrakları iptal edildi. Altınkum Plajı da bunlardan biri olup, plaja 10 yılı aşkın süredir Mavi Bayrak verilmemekte. Tekrar verilir m ? 2010 yılında girişimde bulunuldu. Alınan yanıt hayır.. Buna rağmen plajda iyileştirmeler yapılmadı..!
Plajın bu günkü su kalitesi, çevre yönetimi bakımından tekrar Mavi Bayrak alması bilimsel veriler ve FEE -TÜRÇEV kriterleri bakımından mümkün değildir…Ama!? Biz alırız, onaylatırız demek, radikal çözümleri yerine getirmeden doğru ve gerçekçi bir davranış olmayacaktır. Halının altına süpürmelere devam etmektir. Yanlış hesap tekrar geri dönecektir… O nedenle alınan Mavi Bayrak ödülünü her yıl tekrar alabilmek için, temiz ve çevre yönetimi yönünden duyarlılık ilkelerine mutlak koşulla uymak- korumak gerekmektedir. Gölün su katisinin vb. koşulların iyileştirilmesi gölün ve Eğirdir’in geleceği için de akılcı bir davranış olacaktır.
Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ TTKD Eğirdir ISPARTA TEMSİLCİSİ