Mavi Marmara Baskınının 10. Yıl Dönümü; Yardıma Saldırısının Üzerinden 10 Yıl Geçti

Mavi Marmara Baskınının 10. Yıl Dönümü;
Yardıma
Saldırısının
Üzerinden 
10 Yıl Geçti

Mavi Marmara Baskınının 10. Yıl Dönümü; Yardıma Saldırısının Üzerinden 10 Yıl Geçti

İnsani Yardım Vakfı (İHH) Isparta Temsilcisi Osman Akçil, İsrail tarafından abluka altındaki Gazze’ye Mavi Marmara gemisiyle insani yardım götüren gönüllülere yapılan ve 10 kişinin hayatını kaybettiği saldırının 10. yıl dönümünde açıklama yaptı.
 
Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine İsrail askerlerinin gerçekleştirdiği ve 10 Türk vatandaşının hayatını kaybettiği saldırının üzerinden tam 10 yıl geçti. Saldırının 10. yıl dönümünde İHH Isparta Temsilcisi Osman Akçil, yaptığı açıklamada; “Öncelikle, Mavi Marmara gemisinde hayatını kaybedenleri bir kez daha rahmetle anıyor ve Zalim İsrail'i kınıyorum. Türkiye –
 İsrail meselesi, Filistin meselesi değil, tüm dünyanın meselesidir.
 
Filistin'e uygulanan haksız ablukayı kırarak, ihtiyaç duyulan yardımları mazlumlara ulaştırmak üzere yola çıkan özgürlük filosuna karşı uluslararası sularda girişilen terörist saldırı üzerinden 10 yıl geçti. Dünyanın 35 farklı ülkesinden 700 gönüllünün katıldığı küresel vicdanın sesine karşı İsrail'in giriştiği bu korsanlık nedeniyle 10 kardeşimiz şehit olurken 50'den fazlası da yaralanmıştı. Aradan geçen zamana rağmen Mavi Marmara dünya gündeminden hiç düşmediği gibi mağdurların yürüttüğü hukuki mücadele önümüzdeki dönemde de gündemde kalacağını göstermiştir. Batının bugüne kadar savunmuş olduğu ne kadar değer varsa hepsini yerle bir etmiş olan İsrail'e karşı uluslararası alanda yükseltilmiş olan hukuki ve insani mücadele daha bir kararlılıkla sürmektedir.
 
Bu bir Türkiye-İsrail sorunu olmadığı gibi sadece Filistinlilerin de bir meselesi değildir. Tüm dünyanın vicdan sahibi insanları ile Siyonist işgalciler arasındaki bir varoluş mücadelesidir. Mavi Marmara'nın misyonunu ısrarla daraltmaya çalışan ve onu iki taraf arasındaki siyasi bir çekişmeye indirgeyen tüm yaklaşımların yanlış olduğunu özellikle vurguluyoruz. Yedinci yılında Mavi Marmara bize bir kez daha ezilen Filistin halkının davasını, Kudüs'ün mahzun konumunu ve hepsinden önemlisi Ortadoğu'daki siyonist işgalin çirkinliğini daha gür bir sesle haykırmaktadır. Mavi Marmara bir yardım misyonu idi, sivildi, evrenseldi, meşru idi. Filistin halkının yanında, işgalcinin karşısında idi. Kudüs'ün kurtuluşuna yürüyen kutlu yürüyüşte bir basamak idi ve hepsinden önemlisi şahitti. Bundan dolayıdır ki Mavi Marmara katliamının bu yıl dönümünde sadece Türkiye'de değil başta Gazze olmak üzere dünyanın pek çok yerinde aynı coşku ile anılmaktadır. Katliamdan bu yana geçen bazı olumlu gelişmelere rağmen hayatını kaybetmiş kardeşlerimizin katillerinin hala serbest olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
 
Dolayısı ile Türkiye halkı ve mağdurlar olarak bizlerin temel şartlarından biri hala gerçekleşmiş değildir. O da katillerin hak ettiği cezayı almalarıdır. Şu asla unutulmamalıdır ki Mavi Marmara aslında işgalci ve siyonistlere karşı yükselen bilincin bu topraklardaki son hakkıdır. 1980 yılında rahmetli Necmettin Erbakan'ın Konya'daki muhteşem Kudüs Yürüyüşü ile başlayan bilinçlenme dalgası Davos'taki "One Munite" ile ivme kazanmış ve Mavi Marmara ile zirve yaparak tüm Türkiye halkının davası haline gelmiştir. Onuncu yılında Mavi Marmara, maskeleri düşürerek yoluna devam ediyor. Bu vesileyle şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyor ve sefere çıkılan ilk günkü azmi ve kararlılığımızın aynen sürdüğünün tüm dünyaya beyan ediyoruz" dedi.