Milletvekili
Cesur'dan
15 Temmuz
Mesajı
İyi Parti Milletvekili Aylin Cesur, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.
Cesur, söz konusu mesajında; “Eli kanlı Fetullahcı Terör Örgütü’nün, Yüce Türk Milleti’ne, demokrasimize ve Türk Milleti’nin bütün değerlerine karşı savaş açtığı, Türkiye Cumhuriyeti’ne saldıran, hainlerin ve zalimlerin ellerinin kırıldığı 15 Temmuz 2016 tarihinden bu yana tam 3 seneyi geride bıraktık.
Devletimizin ve milletimizin beraberce karşı durduğu ve büyük kayıplar pahasına engellediği, 15 Temmuz darbe girişiminin önlenebilmiş olması hadisesi, demokrasi tarihimizde altın harflerle anılacaktır. 15 Temmuz’daki bu kenetlenme ile milletimiz; bu millet var oldukça, öz değerlerine, demokratik haklarına ve özgürlüğüne müdahale edecek hangi güç olursa, karşısında güçlü bir millet olduğunu, tarihte var olalı beri olduğu gibi, tüm dünyaya en iyi şekilde göstermiştir. Hiçbir zaman Türkiye Cumhuriyeti düşmanları, bu topraklardaki kötü emellerini gerçekleştiremeyeceklerdir.
İyi Parti Isparta Milletvekili olarak söyleyebilirim ki; başta Fetullahçı Terör Örgütü olmak üzere, Devletimize ve milletimize kast eden; Yüce Türk Milleti’ne, demokrasiye ve Türk Milleti’nin bütün değerlerine karşı savaş açan tüm hain güçlere karşı durmak ve yeni bir müdahale oluşmasını engellemek için her şeyi yapacağız ve dün olduğu gibi bugün ve yarın da kendimize ilke edineceğiz..
Türkiye’ye Cumhuriyet tarihi boyunca baktığımızda, darbeler büyük zarar vermiştir. "Eğer Türkiye 'de hiç darbe yapılmamış olsaydı, Türkiye bugün çok daha iyi olurdu."
Darbeyi alkışlayanlar veya darbeyi teşvik edenler, darbeden memnun olanlar dâhil; olmayanlar, olanlar, hepsi zarar görmüştür. Bunun farkında olunmazsa, bundan sonra Türkiye’yi ileriye götürmekte zorlanılır. Onun için, birinci mesele; halkın, sıkıntılarının çözümünü, olağanüstü birtakım reçetelerde, olağanüstü birtakım kurallarda, olağanüstü yönetim şekillerinde değil, kendi hür iradesiyle seçtiği idarelerde araması lazımdır ve eğer halk kendi hür iradesiyle seçtiği idarelerden memnun değilse, o idarenin değişme zamanı gelinceye kadar bekleyecektir. Değişme zamanı, sandıktır. Sandık gelene kadar bekleyecek ve orada kendi iradesini kendisi ortaya koyacaktır.
Bunu yerleştiremedikçe, Türkiye’de huzuru, sükûnu sağlamakta sıkıntılarımıza çözüm bulmak zordur. Türk vatandaşı birbiriyle olan meselesini darbe yoluyla halletmeye kalkmamalıdır. Kendi meselesine yine darbe yoluyla çözüm aramaya kalkmamalıdır. Meşruiyetten uzaklaşmamalı, meşru yollardan giderek neyi arıyorsa onu bulmalıdır.
Devletin silahlı gücü devletin emrinde dediğimiz zaman, millî iradenin karar yeri olan Meclisinden ve hükûmetinden mutlaka direktif almalı ve o zaman, o direktife dayanarak hizmetini görmelidir.
Sayın Cumhurbaşkanı’mız Süleyman Demirel 2.5 darbeye maruz kalmış bir devlet adamı olarak darbeyi şöyle tanımlamıştı: “Darbe, aslında filin zücaciye dükkânına girmesidir. Fil dükkana girdiği zaman, kırmadık, dökmedik bir şey bırakmaz, kırar döker.”
Bugün ki, Türkiye’de bunların artık aşılması lazımdır. Yani kanunların, nizamların buna göre tayin edilmesi lazımdır. Ayrıca da rejimin halka mal edilmesi gereklidir. Rejimin halka mal edilmesi dediğimiz zaman da; “Demokratik Refleks” ve “vatandaş olmak”, ‘hakka sahip olmak şuuru’ndan söz etmek gereklidir.
15 Temmuz alçak darbe girişiminde tek vücut olan milletimiz göstermiştir ki; Türkiye'de demokratik refleks oluşmuştur, daha da olgunlaşması gerekmektedir. Bu demokratik refleksin hür ve demokrat bir ortamla taçlanması şarttır.
Benim siyasi hareketim ve partim, 15 Temmuz darbesinin ve tüm darbe zihniyetlerinin karşısında olmuştur ve bundan sonra da olacaktır.
Silahlı kuvvetlerimizin ve Emniyet Güçlerimizin içinden de ellerindeki yetkileri kullanıp, devleti koruma ve kollama görevi yerine; devletin dibine dinamit koyanların akıttıkları kanları, kendi geleceklerinin merdivenlerine basamak yapanlar olmuştur; ancak onlar hak ettikleri şekilde, Yüce Türk Adaletince cezalarını çekeceklerdir. Bu eli kanlı hain girişimde, milletimizle ve devletimizle elele, darbe girişimine karşı duran ve milletimizle beraber destan yazan Kahraman Askerlerimizi ve Kahraman Emniyet Güçlerimizi ise milletimiz şükranla hatırlayacaktır.
Akan kanlar, yanan canlar, göl olan yaşlar karşısında darbelere meşru zemin yaratmamak ise; devleti yönetenlere en lazım gelen husustur.
Cumhuriyet’imizi korumak uğruna tarihimiz boyunca ve 15 Temmuz’daki alçak ve hain darbe girişiminde de; kahramanca, milletimizin ve devletimizin bekası için canını feda eden tüm demokrasi şehitlerimizi rahmetle anıyorum.
Tüm Şehit Ailelerimize ve milletimize, başsağlığı ve sabır dileklerimi yineliyorum. Gazi olan tüm vatandaşlarımıza şükranlarımı sunuyor; şehit ailelerimizin, gazilerimizin ve ailelerinin yanında olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Saygılarımla” dedi.