Ülkemizde son zamanlarda kardeşliğimizin pekişeceği yerde ayrışmaların olduğunu gözlemliyoruz. Bunların birçok sebebi var. Başlıca sebeplerinden belki de en önde geleni siyaset diye düşünüyorum. Bu siyasetin içimize kadar işlemesinin sebebi ise yerel yönetimlerin belirlenmesi muhakkak.
Belediyeler için bir söz var; başkan bir adam asamaz birde para basamaz zihniyeti. Hâl böyle olunca gelen başkan ilk önce kendi kast sistemini kurup seçilmenin akabinde bir dahaki 5 yılın hesabını yapıyor. Halbuki bu yerler kimsenin ego tatmini ve ekonomik ikbalini sağlayacağı yerler değildir.
Kapitalist sistem kişilere hedonizm aşıladığı için bu denklemden çıkamıyor. Bizim önceliğimiz milletimizin göz aydınlığı olmalı. Bu göz aydınlığını nasıl yakalayabiliriz? Bu soru beni yıllardır zorlayan bir soru. Cevabı ise özümüze dönmekten geçiyor lakin buda zor.
İlk önce insanımızın birinci önceliği İslam tefekkür ve tahayyülünü yakalamasıdır. Siyasetin ve dilinin bizi bu bağlamda önceliğimizi ıskalattığını düşünüyorum. Bana göre Türkiye de muhtarlıklardan daha önce belediyelerin kapanması ile ciğer biterse kavganın da biteceği olması gerçeğidir. Siyaset bu ülkenin tüm enerjisini bitirmektedir….
