‘Ne zaman oradan geçsem içim parçalanıyor’

AK Parti Isparta Milletvekili Said Yüce, yerel kalkınmada AK Parti Belediyeciliğini anlatıp Isparta ve Eğirdir Belediyelerine ‘ortak aklı kullanın’ çağrısında bulundu. Milletvekili Yüce, “Isparta’nın çok ciddi bir belediyeciliğe ihtiyacı var. Eğirdir’de öyle. Ne zaman oradan geçsem hep içim parçalanıyor. Bu coğrafya böyle olmamalı” diye konuştu
Adalet ve Kalkınma Partisi Isparta Milletvekili Said Yüce, Kanal 32’nin ilgiyle izlenen televizyon programı Basın Kulübüne konuk oldu. Yerel kalkınmada AK Parti Belediyecilik modellerini anlatan Milletvekili Yüce, Isparta’da MHP, Eğirdir’de ise DP’li başkanlar tarafından yönetilen belediyelerin ortak aklı kullanması gerektiğine işaret etti.
Isparta’nın ciddi bir belediyeciliği ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Milletvekili Yüce şöyle konuştu.
“Belediyecilik ortak akılla yapılması gereken bir iştir. Bu bölgede yaşayan insanların taleplerini dinleyen ve uzmanlarla beraber buna çözümler geliştiren belediyeler olması lazım. Ben belediye başkanıyım şuraya otopark yapayım buraya da meydan yapayım şeklinde olmamalı. Bir şehrin master planı olması lazım. Buna bağlı ilerlemek gerekiyor. Isparta sıkışmış bir şehir şu anda. Yeterli konut alanları, genişleyen sanayi alanları yok. Bunlar planlanmamış. Havalimanı, üniversite buralarla şehir arasındaki entegrasyon maalesef yok. Çok büyük bir eksiklik çok büyük bir ayıp. Nice belediyeler bunu aştılar. Bakın Eğirdir de örnek. Adasıyla gölüyle doğal yapısıyla baktığınız zaman her geçtiğimde içim parçalanıyor. Hangi parti önemli değil. Bazen bizim görüşümüzdeki başkanların da sorumluluğu olabilir. Ama bu coğrafyaya akılla yönetilen bir belediyeciliğin ihtiyacı var.  Bu şehrin ulaşım master planı yok mesela. Onun için ortak akıl ve uzmanlıktan yana tavır sergilenmesi gerektiğini belirtmek isterim”
2017’DE BUNLARIN KÖKÜNÜ KURUTACAĞIZ
Öte yandan Türkiye gündemine ilişkin de açıklamalarda bulunan Milletvekili Yüce, son aylarda artan terör olaylarına ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı. Milletvekili Yüce’nin açıklamaları şöyle.
“Türkiye’de milletin hangi şartta olursa olsun bırakmadığı ve 14 senedir oylarını arttırarak yoluna devam eden bir iktidar var. Bundan dolayı dünyada bu yeni tasarımları yapan ülkeler Türkiye’de böylesine güçlü bir iktidar istemedikleri için her yolu deniyorlar ve denemeye de devam edecekler. Önünüze dünya haritasını koyduğumuz zaman Türkiye 3 tarafı denizlerle çevreli muhteşem bir coğrafyaya sahiptir. Bundan dolayı bu coğrafyada yaşamanın ağır bedelleri var. Çökmüş bir Hıristiyanlığın ve içten kemirilen bir Batının yanında, inançlarıyla sağlam bir Türkiye var. Böyle bir Türkiye’yi parçalamak için ellerinden ne geliyorsa yapacaklar.
Son zamanlarda Türkiye bölgesinde çok insiyatif alan etkili bir konuma geldi. Kokmaz, bulaşmaz, kimseye ses çıkarmayan kendi kabuğuna çekilmiş bir Türkiye yok. Türkiye bölgesinde söz sahibi olma noktasında, bölgeye getirilecek barışta, ateşkeste önemli roller oynuyor. Bölgedeki barışın ve kardeşliğin teminatı olma noktasında ciddi payı var. Bu hazmedilebilir kolay kabul edilebilir bir şey değil.
Biz terör sorununu kaynağından kurutacağız. Suriye de bugün verilen mücadele budur. 2017’nin ortalarına doğru ciddi bir rahatlamanın içine gireceğimizi açıkça söylemek isterim. Çünkü 2017’de PKK, DAEŞ ve FETÖ çok ağır bedeller ödeyecek, çok ağır operasyonlar görecek. Bunları kurutacağız”
ARABADAN ATTIK
“Ülke yönetimini bir eğitim arabasına benzetecek olursak, eğitim arabalarında bir şoför, şoförün yanında da bir eğitmen vardır. 14 yıl önce yeni direksiyona geçmişsiniz ve bir hata yaptığınız zaman yanınızdaki öğretici hemen frene basıyor. Dolayısıyla siz o eğitmene bağlı olarak arabayı sürmeye çalışıyorsunuz. Şimdi AK Parti o arabayı sürerken o yanındaki adamı arabadan dışarıya attı. 2007’de ve 2009’da kapatma davasıyla, 17-25 Aralık sürecinde ve 15 Temmuz darbe girişimiyle onlar o arabaya tekrar binmek istedi. Hatta 17-25 Aralık ve 15 Temmuz süreçlerinde onlar o arabanın hem direksiyonundaki kişinin hem de o yanında ki eğitmenin kendilerinden olmasını istediler. Türkiye artık buna müsaade etmez. Türkiye buna müsaade etmediği için bombalar patlıyor.”