MHP’den ihracıyla ilgili açıklama yapan Isparta Milletvekili Nuri Okutan, bu konuda hukuki mücadelesini sürdüreceğini ifade etti. Okutan’ın açıklaması şöyle; “Gençlik yıllarımdan itibaren gönül verdiğim ve nihayet Milletvekili seçildiğim MHP’den, çok partili parlamenter demokratik rejimi savunduğum için ihraç edilmiş olmam dolayısıyla son derece üzgünüm.
Karar henüz bana resmen tebliğ edilmedi ancak, Disiplin Kurulu tarafından yapılan açıklamadan benimle birlikte Sayın İsmail Ok, Sayın Yusuf Halaçoğlu ve Sayın Sinan Ogan’ın da ihraç edildiğini öğrendim.
Şahsen itirazlarımı yapacağım, yargıya başvurmak dâhil bütün hukuki mücadele yollarını kullanacağım.
Nihayetinde beni şeklen partimiz MHP’den atabilirler ancak, kalbimden ve fikrimden Türk milliyetçiliğini, ülkücülüğümü, vatan, millet ve devlet sevgisini söküp atamazlar.
Şeklen ihraç olsam da aşkla ve şevkle bağlı olduğum milliyetçi-ülkücü harekete bundan sonra da hizmet etmeye devam edeceğim.
Benim yaptığım MHP’nin çok partili parlamenter sistemden yana olan tüzüğünü, programını, seçim beyannamesini ve nihayet esas fikirlerini savunmaktır.
Benim savunduğum fikirler MHP’nin tüzüğüne, programına, beyannamesine ve kararlarına uygundur, olsa olsa AKP’nin Başkanlık isteyen programına aykırıdır.
Partili Cumhurbaşkanlığına karşı çıkma adına verdiğim mücadele kişisel değil, ilkeseldir.
Benim ne Sayın Cumhurbaşkanımıza, ne Sayın Genel Başkanımıza, ne de parti yöneticilerimize karşı bir tavrım ve hareketim yoktur.
Benim tavrım, kişisel ikbal meselesi değil, devlet, millet ve memleket meselesidir.
Ülke yönetimini ve denetimini tek adama teslim edecek, kuvvetler ayrımını yerle bir edip, bütün güçleri tek elde toplayacak ve nihayet ülkeyi parti devleti haline getirecek Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi, öne sürüldüğü gibi devletin, milletin bekası ve ülkenin meselesi değildir. Önerilen sistem ülkenin tek kurtuluş reçetesi de değildir. Öyle olsaydı bunca yıllık mülki idare amirliği tecrübem ve birikimimle önerilen sistemi ben de tereddütsüz savunur, partimden de ihraç olmazdım.
Tam tersi ülkenin, devletin ve milletin bekası ve demokrasinin yaşaması, çok partili demokratik parlamenter sisteme bağlıdır. Milli birlik ve beraberliğin tahkim edilmesine ve hukukun üstünlüğünün tam ve kamil manada tesisine bağlıdır.
Elbette üzgünüm, ancak kimseyle şahsi bir hesabım yok, kimseye kırgın ve kızgın değilim. Benim bir duruşum var, bu duruşumdan dolayı Genel Merkez yönetimimizle ayrı düştük. Dolayısıyla Partili Cumhurbaşkanlığı sistemine hayır demenin ve çok partili parlamenter demokratik sistemi savunmamın bedelini ödüyorum.
Cennetmekân Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in dediği gibi “büyük davalara inanmak, büyük bedeller ödemeyi göze almak demektir.”
Ülkemizin, milletimizin ve devletimizin bekası ve ülkümüzün geleceği için hak bildiğim yolda, hakikatleri cesurca haykırmaya kesintisiz devam edeceğim.”