Sakin şehrimde gereksiz korna çalma ve naylon(plastik) poşet kullanma!!

Dünyadaki gelişimler; adeta kentlerin insanların birbirine “yaklaşmasını” kaynaşmayı ve değişimi kolaylaştırmaktadır. Buna karşılık gidişatın, farlılıkları ortan kaldırmaya yönelmesi, tek bir model insan oluşturmaya doğru gitmesinin yanı sıra, kentlerin giderek bir birini taklit edercesine benzemesinin önüne geçilmesini ve korunması gerekmektedir. Bu bağlamda giderek alışıla gelmişliğin hakim olacağı bir düzenin yaratılacağı konusunda da kaygılar söz konusudur. Bu endişe verici muhtemel sonuçların engellenmesi, yerel değerlere sahip çıkılması, bu değerlerin korunması ve geliştirilmesi amacıyla; Cittaslow Uluslararası Bilim Komitesi tarafından belirlenen 70kritere uygunluğunun sağlayan nüfusu 50.000’den az olan kentlere başvurularıyla Cittaslow (Yavaş-Sakin Şehir) unvanı verilmektedir.
  Türkiye’nin ilk ‘sakin şehri’ Seferihisar’ın şirin mahallesi ‘SIĞAÇIK’, Batı Akdeniz de Yalvaç dan(2012)  Eğirdir Türkiye'nin 12 "sakin şehri( Şubat 2017" olmuştur. Bu sayı giderek artmaktadır. Üyelik ücretinin olması ve bunun 600 Euro ile 3500 Euro arasında değişmesi de!   
             SAKİN ŞEHİRDE; KORUMACILIK TEMEL İLKEDİR
Sakin Şehir Hareketinde: Şehirlerin hangi alanlarda önemli ve özel olduklarını düşünmeleri ve bu özelliklerini korumak için strateji geliştirmeleri, şehrin dokusunun, renginin, müziğinin, hikâyesinin uyum içinde, şehir sakinlerinin ve ziyaret edenlerin zevk alabilecekleri bir hızda yaşanması amaçlanmaktadır. Eğirdir de; gölü doğası tarihi kültür dokusu, havası, yerel özellikleriyle Sakin Şehir unvanı hakketmiştir. Elbette verilen değer turizm ve tanıtım için çok önemlidir, fakat unvanı almak kadar korumak gerekmektedir. Bunun için öncelikler;
 *Çarpık kentleşme; betonlaşma ve  kıyı-doğal alanların tahrip edilmesinin geri dönüşümü olmayan bir çok zararları neden olmasıyla kentlerde büyük ekonomik zararlar meydana gelebilmektedir. Bu nedenle geleneksel - eski yapıların restore edilmesi korunması, , altyapının geleceğe taşınır şekilde düzenlenmesi, çevre politikalarının  kentin dokusunu bozmaması- korunması gerekmektedir.
*Kentteki yaşayanların sağlıklarını ön planda tutulması esastır. Bunu gerçekleştirmek için, hava, gürültü, ışık ve elektromanyetik kirliliklerin sürekli kontrol edilmesi ve sağlığı tehdit etmeyecek boyutta tutulmasıdır. Eğirdir'in bu konuda önceliği; doğal gazın gelmesi, tarım da iyi tarım ilkelerinin mutlak koşulla uygulanması. ve yerel ürünlerin üretiminin artırılması gerekmektedir. Eğirdir'imizin doğasında bulunan Rüzgar, Dalga ,Güneş enerjisi vb. , bu  kaynaklardan sınırları aşmamak koşuluyla yararlanılarak  elde edilecek  yenilenebilir enerji kullanılmasıyla ve doğal klima özelliğine sahip  poyrazıyla, hava kalitesinin yükseltilmesi artacak ve yaşam daha güzel -sağlıklı olacaktır.
*Eğirdir de diğer bir sorun gürültü kirliliği ve trafik-park işgalleridir… Motorlu taşıtların sürücüleri tarafından çoğu zaman amaç dışı kullanılan ve Yaz döneminde sünnet ve düğün vb. oluşturulan konvoylarda gereksiz yere çalınan kornalar, radyo vb.lerinin dışarıya taşacak şekilde ve rahatsız edici tarzda çalınması, egzozundan duman veya ses çıkartan araçların faaliyetlerinin gürültü kirliliğiyle birlikte, sağlığı olumsuz etkilemektedir. Eğirdir de kurumların katkılarıyla, insanların bir birlerini uyarmalarıyla ve mevcut Trafik Genelgelerinin uygulanmasıyla, '' İnsanların hastaları olabilir, çocukları olabilir. Gürültüden rahatsız olan insanlarımız vardır Korna çalarak çevreyi rahatsız etme '' sloganıyla gürültü kirliliği önlenmelidir.
   Eğirdir de ciddi bir araç park sorunu vardır, bunun önlenmesi yasallığı tartışılan park ücreti almakla çözülemez. Elbette yer sorunu da vardır, ama çözümü de var( istediğimiz yere park etmemek, biraz yürümek), alış veriş yerlerinde dükkanların önüne araçların park etmemesine, insanların yürüme alanlarının işgal edilmesine izin verilmemelidir.
*Diğer önemli bir sorunda çöp ve plastik (naylon) poşettir. Eğirdir çok geniş bir yerleşim alanına sahiptir çöp ilgili yeni en iyi yöntemler “YER ALTI GERİ DÖNÜŞÜM, ÇÖP VE ATIK KONTEYNIRLARI.” pahalıya mal olabilir ama , çöpleri poşetlerle toplama yerlerine bırakılması ve ceza yöntemi bizim ülkemizde de  sağlıklı ve çözümleyici olmamaktadır. Poşetler sokak hayvanlarınca parçalamakta, evsel atık suları çevreyi kirletmektedir. Çöplerin toplanmasında bizim ülkemizde de uygulan geri kazanım; kaynak koruma, çevre koruma, enerji kazanımı ve yer tasarrufunu amaçlayan YER ALTI GERİ DÖNÜŞÜM, ÇÖP VE ATIK KONTEYNIRLARI, birçok kirliliği engellemenin yanı sıra kazanç da sağlamaktadır. Bu konuda halkında duyarlı olması, katılmasını sağlanarak katkı sağlamasıyla çok verimli bir çöp yönetimi yapılamaz mı?
    Dünyayı tehdit eden birçok çevresel etkiyi yaratan durumların başında atıkların doğru depolanmaması, geri dönüşüm çalışmalarının yeterli olmaması gibi durumlar geliyor. Ülkemizde çevreyi koruma, geri dönüşüm, atık muhafazası gibi konulara çalışmalar yoğunlaştırılmışken diğer dünya ülkelerinde plastik poşet gibi zararlı materyallerin kullanımı yasaklanmış olup ayrıca birtakım yaptırımlar da uygulanmaktadır. . İtalya’da naylon poşet kullanımına rastlanması halinde 25 bin Euro’ya kadar para cezası uygulanabiliyor. Naylon poşeti yasaklayan ülkeler arasında Birçok Avrupa, ABD nin yanı sıra Meksika, Hindistan, Bangladeş ve Avusturalya’nın bazı şehirleri yer alıyor.
 Naylon poşet dünyanın yok olmasına bile sebep olabilecek kadar tehlikeli bir maddedir ve suda 400 yıl, karada 800 yıllık bir süreçte çözünüyor. , Petrol ürünlerinden yapılan naylon poşetin içeriğinde kanseri tetikleyici zararlı maddeler içermesiyle çevre kirliliğine, hava kirliliğine sebep olmakta bitkilerin  hayvanların ve insanların sağlığını tehdit etmesinin yanı sıra naylon yiyen hayvanlar çok geçmeden ölüyor; ırmakları ve kanalizasyonları tıkıyor ve akışlarını engelliyor, sele neden olmaktadır.
Devam edecek…