SAYIN MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA SELÇUK’TAN BEKLENTİLERİMİZ

SAYIN MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ZİYA SELÇUK’TAN BEKLENTİLERİMİZ

Sami Nogay'ın yazısıdır...

Sami NOGAY
 
Milli Eğitim Bakanı Sayın Prof. Dr. Ziya SELÇUK tan beklentilerimiz vardır.  Sayın Bakanın çok yararlı hizmetlere imza atacağını ümit ediyoruz.


Eğitim camiasında kırk beş yıldan fazla hizmet vermiş bir eğitimci olarak bazı önerilerim olacak, çünkü 1960 darbesinden bu yana 50 yıldan fazla bir dönem zulüm gören meslekî ve teknik eğitim kurumları var. Bu kurumların sorunlarını çözüm yollarını dinleyen bir yetkili aramak her teknik eğitimcinin hakkı olmalı.


Önce son elli dokuz yılda teknik eğitim kurumlarının uğradığı haksızlıkları bir hatırlayalım.


1) 1960 darbesi sonrası İmam Hatip Okullarının orta kısmı ile birlikte Erkek Sanat Enstitülerinin orta kısmı kapatıldı. Beş yılda öğretilen program iki yıla sıkıştırıldı. Bazı meslek dersleri kaldırıldı. Sonra bu okullar üç yıla çıkarıldı.
 
2) 12 Mart 1971 muhtırasından sonra iktidara gelen hükümetler tarafından Türkiye’deki Sanat Enstitüleri kapatıldı. Yerine meslek dersleri azaltılmış Endüstri Meslek Liseleri kuruldu.
 
3) 1980 darbesinden sonra darbeciler tarafından Meslekî ve Teknik Öğretim Müsteşarlığı kaldırıldı. Mesleki ve Teknik Eğitim konuları meslekten olmayan kişilerin insafına bırakıldı. Nasıl Kara Kuvvetleri Komutanlığını kaldırıp birimlerini Deniz Kuvvetlerine bağlamak yanlış ise, Meslekî ve Teknik Öğretim Müsteşarlığını kaldırıp genel eğitime bağlamakta yanlıştır.
 
4)  28 Şubat 1997 darbesinden sonra meslek lisesi mezunlarına üniversite kapıları kapatıldı. Halen meslek liselilere üniversite kapıları tam açılmış değil. Örneğin yıllardır meslek lisesi inşaat bölümü mezunu bir gencimiz inşaat mühendisi olmaması için engeller çıkarılmaktadır. Bu bütün bölümler için aynıdır. Deniliyor ki bu alan senin mesleğin değil.
 
5)  Bütün bu darbe sonraları meslek liseleri ile ilgili yapılan operasyonlarda meslek dersleri azaltıldığından meslek liseleri  “mesleği öğreten “ değil “ansiklopedik bilgi veren” kurumlar haline getirildi.
 
6) 1992 yılda yürürlüğe giren Teknik Öğretmenlerin ”Mühendislik tamamlama eğitimini” yapabileceğini öngören, yine teknik öğretmenlerin, teknikerlerin ve teknisyenlerin yetki ve sorumluluklarının belirlenmesini sağlayan yönetmeliğin çıkarılması ile ilgili olan 3795 sayılı kanun 27 yıldır uygulanmamaktadır.
 
7)  Ayrıca çıraklık eğitimi veren merkezlerde 1997 de 350.000 öğrenci var iken bugün 80.000 civarında öğrenci vardır. Yıllık 300.000 ustaya ihtiyaç var iken sadece 15-20 bin kişi yetişmektedir. Sanayinin usta ihtiyacı karşılanmamaktadır. Bu ihtiyacın meslek lisesi mezunları tarafından karşılanması beklenmektedir. Yani  “astsubayın erlik yapması” beklenmektedir.
 
8)  Son yıllarda gerek meslek lisesi müdürlüklerine ve gerekse Bakanlık merkez teşkilatı üst düzey görevlere atananların meslekten olmaması; berbere elinde makas var diye takım elbise diktirilmesine, nalbantta elinde çekiç var diye ayakkabı siparişi verilmesine benzemektedir.


50 yıldır olanları gözden geçirdiğimizde Türkiye’nin sanayileşmesini, üretim yapmasını, teknoloji alan değil satan haline gelmesini istemeyen güçlerin etkisinin ve varlığının devam ettiği görülür.


O halde ne yapılmalıdır? Sorusunun cevabını arayalım.


a)  Acilen Meslek Liselerinin orta kısmı açılmalıdır.
b)  Meslek dersleri “ansiklopedik bilgi veren” değil, “mesleği öğreten” hale getirilmelidir.
c) Üniversite sınavlarındaki adaletsizlik giderilmelidir.
d) 27 yıldır uygulanmayan ve milyonlarca mesleki ve teknik eğitimciyi mağdur eden 3795 sayılı kanun uygulanır hale getirilmeli ve uygulanmasına engel olan atanmışlar da yeni yaptırımlara tabi tutulmalıdır.
e) Çıraklık eğitimi veren merkezlerin sayısı artırılmalı. Avrupa standartlarında eğitim veren merkezler oluşturulmalıdır.
f)  Mesleki ve Teknik Eğitim Kurumlarının yöneticileri mutlaka meslekten olmalıdır. Acilen Meslekî ve Teknik Öğretim konularını yürütecek yeni bir yapılanma yapılmalıdır.


Acilen alınması gereken bu tedbirler alınmadığı takdirde Türkiye üreten değil tüketen bir toplum olmaya devam eder ve her sahada sorunlar yumağı olur. Olmaya da devam eder.


Bu konuları dar bir sayfaya sıkıştırmak mümkün değildir. Ülkenin teknik eğitimcileri daha geniş raporu Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya SELÇUK’a iletmelidir.


Allah’a emanet olunuz.

Anahtar Kelimeler: yazısıdır nogayın sami