Sorun kurbağa toplanmasına kadar basite indirgenmemeli
AK Partili Gelendost İl Genel Meclis Üyesi Necdet Satılmış, Gelendost İlçesi’nde yaşanan sivrisinek istilasını Meclis gündemine taşımış ve bölgede yaygınlaşan kurbağa toplayıcılığının buna neden olabileceğini ifade etmişti. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Eğirdir Temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, tek sebebin kurbağaların toplatılması olmadığını belirterek, Eğirdir Gölü’nden su alımları, tarımsal ve evsel kirlilik ile balıklandırmanın da sivrisinek artışında etkili olduğunu savundu.
Elma hasadının başlamasıyla birlikte Gelendost bölgesinden çok fazla sivrisinek şikayeti gelmeye başladı. Elma toplamaya giden işçilerin sivrisinekler yüzünden verimli çalışamadıkları dile getiriliyor. Bu konuyu İl Genel Meclisi gündemine taşıyan AK Partili Gelendost İl Genel Meclis Üyesi Necdet Satılmış, meclise verdiği önergede konunun araştırılmasını isteyerek, sivrisinek artışını kurbağa toplayıcılığa bağlamıştı. Bu konuda açıklama yapan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Eğirdir Temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, tek sebebin kurbağaların toplanması olmadığını ifade ederek, Eğirdir Gölü’ndeki kirlilik, balıklandırma ve su alımlarının da bu sorunda etkili olduğunu savundu.
KIŞ GELİNCE SİNEK DE OLMAYINCA UNUTULDU
Eğirdir Gölü çevresindeki sivrisineklerin yıllardır yaşamı ve turizmi etkilediğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, “Çok bilinen buna benzer durumlarda kullanılan ata sözümüz vardır . “Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir” diye. Geçtiğimiz yıllarda Gölün Hoyran kesiminde, Kemer,. Yenice, Afşar Yeşilköy Aşağı Tırtar taraflarında bu konuda şikayetler gelmiş ve yapılan araştırmalarda yazın akşamları bu bölgede sivrisinekler belirlenmiş ve bu konuda ilgili açıklamalara yer verilmiş ve önlemler alınması istenilmiştir. Fakat kış gelince sinek de olmayınca unutuldu sanırım” dedi.
TEMEL NEDEN EĞİRDİR GÖLÜ VE HAVZASININ
EKOLOJİK YAPISININ BOZULMASI VE…
Sivrisinek artışının sebeplerini sıralayan Kesici, şunları söyledi: “Sivrisinek artışının temel nedeni Eğirdir Gölü ve Havzasının ekolojik yapısının bozulması ve göl kıyı alanlarının işgali ile oralardaki canlılık faaliyetlerine engel olunması, meyve bahçeleri ve kirliliktir. Gerek sivrisineklerin artışında gerekse sivrisineklerle mücadelede temel bilinmesi gereken konu; sivrisineklerin yaşama ortamlarının özellikleri ve biyolojileridir. Öncelikle bilinmesi gereken; sivrisinekler çok su tükettikleri; onların yaşaması için su ve nemli ortam gerekir, bu nedenle su seviyesi 60cm kadar olan sulak ve batık alanlarda, sulama havuzlarında, kanallarda, biriken durgun su kenarlarında, kanalizasyon suyu ve atıklarında ,nemli topraklarda, göletlerde yaşar olmalarıdır. Kurak ve sıcak- çok soğuk havalarda ve ortamlarda yaşayamazlar. Bunun yanı sıra beslenmelerinde su içerisinde bulunan glikoz çok önem arz ettiğinden bilhassa; besin olarak meyve ve sebze sularını tüketirler. Nemli alanlarda, çürümüş sebze ve meyvelerin, gübrelerin yoğun olduğu ortamlarda aşırı çoğalma gösterirler. Sivrisinekler insanlara rahatsız etmek ve beslenmek için alacakaranlığı-akşamı-geceyi tercih ederler. Beslenmek için insanı ısırmazlar, dişi sivrisinek insandan kanı, yumurta bırakmak için emer.
ARTIK DERELER VE GÖL KİRLİLİK YÜKÜNÜ KALDIRAMAMAKTADIR
Gelendost merkezde arıtma tesisinin randımanlı ve teknik özeliklere göre çalışmadığı yöre halkının şikayetlerinde de yer almaktadır. Arıtma Sistemlerinin yöntemi ve atık ve sularının nereye verildiği çok önemlidir. Ayrıca bu bölgede yıllarca Gelendost, Çayağzı Yenice dere ve çaylarına evsel-tarımsal atıkların atıldığı da bilinmektedir. Artık dereler ve göl kirlilik yükünü kaldıramamaktadır. Ayrıca Gölün Hoyran Kesimi kıyıları giderek sığlaşmanın yanı sıra çok yoğun kamışlık ve sazlık alanlarla kaplıdır. Bu kesimlerde geçtiğimiz yıllarda biriken dip çamurundaki yoğunluktan dolayı metan Gazı çıkışları belirlenmiştir. Gölün bu kesimlerindeki dip çamuru kesif koku ve zift görünümündedir, dip çamuru çok kirlidir.”
YILLARCA İZİN VERİLEN TOPLAYICILIKLA
KURBAĞALARIN ADETA KÖKÜ KURUTULDU
İl Genel Meclisi Üyesi Necdet Satılmış’ın sivrisinek artışını kurbağa toplayıcılığına bağlamasına değinen Erol Kesici, “Biraz geçmişe gidersek Eğirdir Gölü çevresinde çok sayıda su ürünleri işletmeleri vardı ve bunların işledikleri ürünler arasında da kurbağalar ön plandaydı. Yıllarca izin verilen toplayıcılıkla kurbağaların adeta kökü kurutuldu. Şimdi o işletmelerin hiç biri yok. Kurbağalar sudaki sivri sinek larvalarını yerler fakat o dönemden sonra havzada sivri sinek sorunu yaşanmamıştı ki. Asıl neden kurbağaların toplanması değildir. Göl çevresinde sivri sineklerinin üreme ve çoğalma ortamı olarak bu yörenin çok yatkın olması. Diğer sebeplerse
BALIKLANDIRMA DA BİR NEDEN
1- Eğirdir Gölünün ekolojik yapısının aşırı su alımları tarımsal ve evsel kirlilik ve balıklandırma nedeniyle geri dönüşü imkansız bir şekilde göldeki değişimler…
Neden etkisi oldu balıklandırmaların;
Balıklandırma, Eğirdir Gölü’ne yıllardır yapılan ve yapılmakta olan balıklandırmalar gölde gerek gün sineği dediğimiz gümüllerin gerekse son yıllarda giderek artan ve bu gidişte tüm havzaya yayılması söz konusu olan sivri sinek artışında da etkili olmuştur. Havzada turizmi ve akşamları yaşamı olumsuzlaştıran gümül sineklerinin artış nedeni balıklandırmadır. Çünkü gölün doğal yapısında yer alan başta kavinne, eğrez ve sıraz gibi balıklar göl kıyı alanlarında, bitkilerin çok olduğu kesimlerde yaşayan ve sineklerin su yüzeyine bıraktıkları yumurta ve larvalarla da beslenen canlılardı. Bu balıkların nesli tükendi. Ayrıca 1940-50li yıllarda havzada sıtma ile mücadelede yaygın olarak kullanılan fakat canlıların sağlığına nesiller boyu etki ettiği belirlenen ve dünyada yasaklanan DDT kullanılmakta veya doğal göllerin besin deposu olan batık alanları kurutuluyordu. Bu yanlıştan dönülerek ;sivrisineklerle mücadelede Gambusıa affanis adı verilen sivri sinek balıkları göl ve derelere bırakıldı ve sivrisineklerle mücadelede biyolojik yöntem olarak önemli bir başarı elde edilmişti. Balıklandırma sonucunda istilacı balıklar; göl ve kıyılarındaki sivrisinek balıklarının da yok olmasına neden olmuştur.
GÖLDEN AŞIRI SU ALIMLARI DA SİVRİSİNEK ARTIŞINA NEDEN OLUYOR
2- Gölden aşırı su alımları ve gölü besleyen dere ve çaylarda su akışının olmaması ve buraların kirli nemli çamur alanlara dönüşmesi, sineklerin çoğalması için ortam hazırlamaktadır. Bölgede; bir ölçüde sinek yumurta ve larvalarıyla beslenen kurbağaların ve balıklarının beslenme-büyüme – çoğalmasına neden olan batık alanların kurutularak ve göle çok yakın kıyı alanlarının kurutularak tarım ve yapıya açılan bir çok alan söz konusudur.
BİLİMSEL YÖNTEMLERLE ÖNLEM ALINMAZSA SORUN GİDEREK ARTACAKTIR
Öte yandan sivrisinek ile mücadele yöntemlerini anlatan Yrd. Doç. Dr. Kesici, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yöremizdeki sivrisinek sorunu bu günün sorunu değildir. Bu gün daha çok gün yüzüne çıkmış fakat bilimsel yöntemlerle önlem alınmazsa sorun giderek artacak ve buda çok ciddi sağlık ve turizm sorunlarına neden olacaktır. O nedenle çözüm;
1-Kirlilik ve atıklar nemli ortamlar bu canlıların üreme ortamlarıdır. Yukarıda belirtiğimiz Gölün ve kıyı alanlarındaki kirlilik ve kıyı işgalleri önlenmelidir.
2-Sivrisinekle mücadelede kimyasal yöntemlere ve biyolojik yöntemlere başvurulacak yerler ayırt edilmelidir. Çöp alanlarında kontrollü kimyasal yöntemler ve sulak alanlarda biyolojik ve canlılara zarar vermeyen maddelerin kullanılması gerekir. Çünkü 60 yıl önce kullanılan DDT vb.nin izleri bu günkü nesillerde bile rastlana bilmektedir. Çok tehlikelidir ve yasaktır.
İLAÇLAMADA EN İYİ YÖNTEM; BOYAMA YÖNTEMİ İLE İLAÇLAMADIR
3-Sivrisinekleri uçarken değil bunlar yumurta ve larva safhalarını geçirdikleri su ve nemli alanlarda yumurta bırakma dönemlerinde suya zarar vermeyecek biyolojik yöntemlerle mücadele etmek. Bu yöntemlerin mutlaka konusunun uzmanı kişilerce yapılmasını sağlamak. İlaçlamada en iyi yöntem; boyama yöntemi ile ilaçlamadır. Burada sivrisineklerin en çok sevdiği glikoz(tekli şeker) kullanılır. Boyama yönteminde ise hazırlanan sıvı ilaçlar içine şeker ve glikoz maddeleri eklenir. Yapılan ilaçlamada ilaçlar bu sayede uygulanan alana yapışır ve kalıcı özeliğe sahip olurlar. Temel çözüm uçmadan yok etmektir.
3-Sivrisinekle mücadelede geç kalındığı dönemler, mahalle ve sokakların çok tehlikeli olan ve hala uygulanmakta olan kimyasallar değil. Yöredeki bulunan çöp -atık alanları, su birikintisi, bataklık gibi yerlerin etrafı ayda bir defa gün batımında ve sabah gün doğarken ilaçlama yapılmalıdır.
4-Dere ve çayların kirlilikten arıtılması, havzadaki arıtma tesislerinin günün koşullarına göre düzenlenip çalıştırılması gerekir. Ayrıca Kemer Boğaz ve çevresindeki kamışlık sazlık alanların her yıl bilimsel yöntemlerle temizlenmesi ve büyüme alanlarının kontrol altına alınması gerekir...
OLAYA KURBAĞADAN DAHA ÇOK BU YÖNLERLE
BAKILMALI VE DEĞERLENDİRİLMELİDİR
Kurbağa toplanması konusuna dönersek; elbette zaten yok olmakta olan kurbağaların aşırı oranda toplanması ekolojik dengeyi olumsuz şekilde etkilemektedirler. Kurbağalar adeta batık alanların çöpçüleridir. Fakat Gelendost ve çevresindeki “Sivrisineklerin artmasının en büyük nedeninin bölgeden son yıllarda aşırın derecede kurbağa toplanmasından kaynaklı” değildir. Elma bahçelerinin aşırı oranda sulanması ve sivrisineklerin çok sevdiği meyve atıklarının oluşturduğu meyve şekeri ve aşırı gübrelemenin sonucu oluşan ortamlar ,sivrisinekler içinde en iyi büyüme gelişme ortamını oluşturmaktadır, olaya kurbağadan daha çok bu yönlerle bakılmalı ve değerlendirilmelidir.”
DOĞAN HEP ALINMAKTA, ADETA DOĞAYA HİÇBİR ŞEY VERİLMEMEKTEDİR
Son olarak sivrisinek artışının nedeninin kirlilik ve ilkel tarım yöntemlerinin sonucu olduğunu ileri süren Kesici, “Yok olan sivri sineklerin gelişen bilim ve teknolojiye rağmen bu gün yörede çok ciddi sorunlara neden olması insanların doğayı bilinçsiz ve daha çok “para kazanma” amaçlı kullanmalarından kaynaklanmaktadır. Yani doğan hep alınmakta, adeta doğaya hiçbir şey verilmemektedir. Bu konudaki mücadele ile ilgili bilimsel yöntemler bellidir ve gözden geçirilip uygulanmalıdır. Yoksa ileride çok daha fazla kayıplara ve maliyetlere neden olacaktır” şeklinde konuştu.