STK'lardan Doğu Türkistan'daki Zulme tepki: Dünya Vahşete Kulağını Tıkamış!

STK

STK'lardan Doğu Türkistan'daki Zulme tepki: Dünya Vahşete Kulağını Tıkamış!

Isparta’da Dünya İnsan Hakları ve Demokrasi haftası kapsamında bir araya gelen Sivil Toplum Kuruluşları Doğu Türkistan’da yaşanan zulme karşı ortak basın açıklaması yaptılar.
 
Mimar Sinan Cami önünde bir araya gelen Sivil Toplum Kuruluşlarının Başkan ve üyeleri Doğu Türkistan'da Müslümanlara karşı yapılan zulmü şiddetle kınadılar. Memur – Sen, Hak – İş, TÜGVA, İHH, Isparta İyilikte Yarışanlar Derneği, Cihannüma, 15 Temmuz Birlik ve Dayanışma Derneği (ITEMDER), MTTB, AGD, Ensar Vakfı ve diğer STK’ların Isparta Başkan ve Temsilcileri katıldı.
 
Eyleme katılımcı STK'lar adına açıklamayı TÜGVA Isparta İl Temsilcisi Fatih Çelik yaptı. Söz konusu açıklamada; “Zulüm kim tarafından kime yapılırsa yapılsın asla kabul edemeyiz, sessiz kalamayız! Tüm dünya sussa bile, biz sessiz kalamayız. Kör sağır ve dilsiz şeytan olan birleşmiş milletler ve batılıların sustuğu bir dünyada sesimizi daha fazla yükseltmek, mazlum coğrafyaların sesi olmak zorundayız. Gözümüze uzak, gönlümüze yakın Müslüman Doğu Türkistan’dan yükselen çığlıklar yıllardır  yüreklerimizi dağlamaktadır.
Doğu Türkistan’da bir millet kan ağlarken; bütün dünya kör, sağır, dilsiz olmuş; bu hayasız, bu alçakça zulmü seyretmektedir. Üzülerek ifade etmeliyiz ki; bizim  milletimizin büyük çoğunluğunun bile , yaşanan bu  insanlık dramından haberi dahi yoktur.
 
Çin Devleti, yıllardır işgal ettiği Doğu Türkistan’da sistematik katliamlar gerçekleştirmektedir. Müslüman Doğu Türkistan kan gölü haline gelmişken Sözde  İslam ülkeleri ve Birleşmiş Milletler yaşanan dramı görmezden gelmekte, sözde insan hakları savunucuları susmakla yetinmektedir. Doğu Türkistan’da evlerinden, yurtlarından edilmiş milyonlara, katledilen canlara kimsenin gözlerini kapatma hakkı yoktur. Doğu Türkistanlı Müslüman soydaşlarımız, toplama kamplarında tecrit altında tutulmakta, türlü işkencelere maruz bırakılmakta, kadınlarımızın , genç kızlarımızın namuslarına el uzatılmaktadır.
 
Ne hikmetse bu vahşet, basın yayın organlarının ilgisini dahi çekmemekte, birçok basın kuruluşu için akan Müslüman Türk kanı haber değeri dahi taşımamaktadır. Uygur kadınlarının ırzlarına el uzatılırken , işkenceler edilirken ve evlerinde Çinli erkeklerle yaşamaya mecbur edilirken , kadın dernekleri  sessiz kalmayı tercih etmektedirler. Ne Batı’da ne de Türkiye’de işgal altındaki Türkistan’ın çığlığı bir türlü duyulmamakta, akan kan Müslüman Türk’ün olunca kulaklar sağır, gözler kör olmaktadır.
Birleşmiş Milletler; Temel İnsan Hakları Sözleşmesi, Soykırımın Önlenmesi ve Savaş Suçlularının Cezalandırılması Sözleşmesi ve Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi ile tüm insanların can ve mal güvenliğini teminat altına almıştır. Oysa bugün Birleşmiş Milletlere üye devletlerin gözleri önünde Müslüman kanı akıtılmakta, insanlık suçu işlenmektedir. Birleşmiş Milletler insanlığın etrafında mı yoksa küresel güçlerin ortak çıkarları etrafında mı birleşmiştir? Birleşmiş Milletlerin görevi, olayları takip etmek değil, olaylara müdahale etmektir. Ama BM, ya susmakta ya da gerçeklere gözlerini kapatmaktadır.  
Doğu Türkistanda akıtılan bu kanı durdurmak, yaşanan insanlık dramına son vermek tüm insanlığın üzerine düşen tarihi bir sorumluluktur.
Birleşmiş Milletler üyelerinin vicdanlarının sızlaması için daha kaç Müslüman’ın kanı akmalı, kaç çocuk zehirli gazlarla boğulmalı, kaç kadına tecavüz edilmeli, kaç gencin bedeni parçalanmalı , kaç çocuğun dünyası  zindan edilmelidir ?
 
Bu nedenle BM, duruma müdahale etmek, olayların önlenemez noktalara gelmesinin önüne geçmek ve bu soykırıma son vermek için derhal harekete geçmelidir. Unutulmamalıdır ki, Birleşmiş Milletler, egemen güçlerin siyasi, ekonomik ve ideolojik emellerine alet olmak için değil; adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği tüm ülkelere sağlamak için vardır.  Ata yurdumuzda, bizden olan ve yüz yıllardır işgallere direnen, soykırımlara dayanan, Müslüman Türkün sancağını güneşin doğduğu en uzak noktada dalgalandıran Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi ilgisizliğin girdaplarında, cellatlara teslim eden tüm anlayış, zihniyet ve kuruluşları şiddetle protesto ediyoruz.  
 
Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz gibi, mazlum , zulüm gören  Arakanlı , Filistinli, Suriyeli , Iraklı , Yemenli tüm kardeşlerimize yapılan işkence ve  zulümlerin tümünü tel’in ediyoruz. Bu basın bildirisinin altına imza atan tüm STKlar  olarak insanlık katledilmeden, yaşanan trajedi daha da büyümeden ,yerel ve küresel tüm kurum ve kuruluşları  Doğu Türkistan’da yaşanan bu katliamı durdurmak üzere yetkili organlarını harekete geçirmeye ve etkili tedbirler almaya davet ediyoruz.  Aksi halde bu katliama sessiz kalan her kurum, örgüt ve ülke, işlenen bu insanlık suçuna ortak olacaktır” denildi.
Daha sonra eyleme katılan STK’lar sessizce dağıldı.