EROL KESİCİ'NİN YAZISIDIR...
İnsanın olduğu her yerde sanat- kültür, sanatın olduğu her yerde ise sanat ve tarihi eserleri vardır Tarihsel yapıtlar kentimizin geçmişini kültürel değerlerini içerisinde barındırır. Tarihi eserler bir ülkenin olduğu kadar, tüm insanlığın da evrensel ürünleridir. Geçmişten bugüne gelen ve bugünden yarınlara kalması gereken bu yapıtlar, insanlığın ortak değerlerini, ulusal kimliğini yansıtması bakımından birer uygarlık hazinesidir, , geçmişle günümüz arasındaki en önemli köprülerdir, ulusların geçmişini temellerinin güçlülüğünü ve gelişmişliğini gösterir..
Eğirdir ;yedi bin yılı aşmış yaşananlarıyla uygarlıkların izlerini taşımaktadır .Fakat kentimizde bu miras son 40 yıl içerisinde aceleci kararlar ve çeşitli mazeretlerle büyük tahribatlara uğramıştır ve uğramaktadır... Hangilerini sayalım, bu gün Rüya Parkın yer aldığı Köprübaşındaki göl kıyısındaki surlar…; Eğirdir Kalesi ve surları, Çarşı Hamamı, Kervansaray…Tarihi Eğirdir Tren Garı,. Yazla Mahallesindeki Hamam ve Tarihi yapılar… dünde bu günde gereği gibi korunamamış korunamamakta da…
Eğirdir Dündar Bey Medresesi’nin geçtiğimiz yıllardaki alışveriş yerleriyle bezenen hiç hoş olmayan görünüm ve eklemelerinin hali!… Halkın bu konudaki rahatsızlığını dikkate alan yerel yönetim ve ilgili kurumlarının bu konudaki girişimleri takdirle karşılanmıştır. Medrese içerisindeki ,dükkanlar boşaltılmış düzenlemelere başlanılmış fakat; başta havuz ve bazı orijinal taşlara “giydirme kaplamalar” tarihi yansıtmamaktadır… Neye aceleye getirilir.. Bir örneği yaşanmış eleştirilmişken..
Dündar Bey Medresesi’nin olacağı ise başka bir muamma! .. Eğirdir Halkının büyük bir kısmının buranın “ KÜLTÜR MERKEZİ- KENT MÜZESİ-MÜZİK- SERGİ ALANI vb.” olmasını istemektedir. Fakat vakıflara verilmesi de söz konusu olduğu belirtilmekte…! Eğirdir Dündar Bey Medresesi , bu topraklarda bizden önce yaşayan insanlar tarafından bırakılan birer kültür mirasıdır ve KÜLTÜR MERKEZİMİZ OLMALIDIR…
Yurdumuzda ve kentimizde çeşitli nedenlerle (kültür yetersizliği, yasalardaki eksiklikler ve boşluklar, yetkililerin duyarsızlığı ve ilgisizliği vb.) birçok tarihsel yapıt kırılıp dökülmekte, çöp alanına( bir örneği Yazlada ), harabeye dönüşmekte ve çalınmaktadır. Kırılıp dökülen ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan söz konusu tarihi geçmişin gerek yasal önlemlerle gerekse toplumsal bilinçlenme ile korunması gerekmektedir. Birinin başlattığını diğeri devam ettirmelidir… Kent yönetiminde süreklilik esastır..
Tarihsel yapıtları korumak bir insanlık görevidir. Bu yapıtları korurken hem kültürel mirasa sahip çıkar hem de turizm yönünden değerlendirerek ülkemize döviz kazandırmış oluruz.
Öncelikle belediyelerin ve çevre halkının, konunun önemine inandırılması gereklidir. Bu çalışma büyük bir masraf gerektirmez. Çevrenin temiz tutulmasının, doğanın korunmasının, tarihi eserlerin korunmasının önemine herkesin inanması, inandırılması için çaba gösterilmesi zorunludur. Turist, doğa güzellikleri, tarihi yapıtları, temiz havası olan yerleri arar
Saygılarımla Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ TTKD Eğirdir Isparta Temsilcisi