Tarih: 13.01.2022 12:52

TECRÜBE OLAYI VE YILDIZLAR…

Facebook Twitter Linked-in

2. ve 3. Profesyonel ligler ara tatil ve transfer dönemi yaşarlarken konumuz yine dönüp dolaşıp amatör liglere ve amatörlerimize gelip dayanıyor. Çünkü onlar profesyonelliğin alt yapı taşları ve asla onlarsız olmuyor. Olmayacakta… Niye buraya geldik izah edelim, efendim. Salı günkü, Tribün yazımızda IYAŞ-KEÇİBORLU BELEDİYESPOR maçını değerlendirmiş ve yıldızlama yapmıştık. Diyorlar ki, yaşlı-tecrübeli futbolculara 4 yıldız, gençlere daha az yıldız takdir edilmiş bu haksızlık. Hani her zaman yazıyor ve söylüyoruz ya : “ Hayatta her şeyin bir okulu var.
 
Ancak TECRÜBENİN OKULU ASLA YOK. Onu, yaşaya yaşaya öğreniyorsunuz ve hayat sizi eğitip, çarkları arasında öğütüyor.” Futbolda da bu böyle. Konuyu biraz açalım. Birincisi, bizler yaşlı ve tecrübeye göre yıldızlama yapmıyoruz. Kriter de şu, 4 en başarılı, 3 başarılı, 2 (eh)- daha az başarılı, 1 başarısız ve ( ? ) zayıf ve kötü anlamında değerlendirmedir. Beğenir veya beğenmezsiniz, o sizin bileceğiniz iş. İkincisi futbolcular ve hakemler sahada ne verirlerse, bizler ona göre değerlendirme yapıyoruz. Üçüncüsü hak edene hakkını teslim etmeye çalışıyoruz. Aynen gözlemci hocalarımızın hakemlere verdiği notlar gibi…
 
Halen uygulanan (9.0-10 :Mükemmel performans / 8.5-8.9 : Çok iyi performans / 8.0-8.4 : İyi performans/ 7.5-7.9 : Tatmin edici / 7.0 – 7.4 : Vasat performans / 6.0-6.9 : Zayıf performans / 5.0-5.9 : Çok zayıf performans notları gibi… ) Hak edene hak ettiğini veriyoruz dedik ya. Örneğin Keçiborlu Belediyesporun tecrübe abidesi başarılı hocası Fatih Bozbaş’ın sıkı disiplin ve prensipli çalıştırması sonucu defansının bel kemiği Şevki Kapılı gibi, (eski profesyonellerden) oyunu savunmadan kuran, kullandığı 20 topun 18’ni takım arkadaşının ayağına indirme isabeti sağlayan bir başka STOPER göstere bilir misiniz, 1. Amatör kümede.
 
Kemal Ünal gibi, bir orta saha dinamosunun müthiş ayak ve bilek hareketlerini, tecrübesiyle attığı nefis ara paslarını, ( saha içi al-ver ) dayanışmasını, bizler profesyonel futbolcularda görmekte zorlanıyoruz yahu… Sonrası var. Özkan Yalçın gibi, ilerlemiş yaşına rağmen, halen enerjik, koşan-basan ve top kendi arkadaşındaysa (defans-orta saha birlikteliğini) şayet top rakip takımda ise (orta alan-forvet birlikteliği) için sahada mekik dokuyan ve bloklar arasında adeta -köprü görevi- yapan kaç futbolcu gösterebilirsiniz ki… Bitmedi. Ömer Altınay gibi, sahada basmadık yer bırakmayan gezen-forvet, tecrübesiyle attığı kafa ve ayak gollerini atmayı beceren kaç futbol emekçisini görebiliyoruz ki, amatör küme maçlarında…
 
Onlar tecrübe ve birikimleriyle çok az da olsa, soğukta-sıcakta, yağmur da kar da, statlara maç izlemeye gelen bir avuç futbol severin gözlerindeki pası siliyorlar. Hele hele gününde oldukları maçlarda onları izlemek futbol keyfi veriyor insanlarımıza. Diğer takımlarımızda da var becerikli ve tecrübeliler. Onları da izliyoruz tabii ki… Yeri geldiğinde onları da yazarız, sorun değil… Son olarak şunu belirtmekte fayda var. Lider takım, deplasmana gelmiş, lider gelmiş, maçı 1-3 kazanmış gitmiş. En yakın rakibine 10 maçta 8 puan fark atmış ve halen yenilgi yüzü görmemiş ve de BAL ligini kafasına koymuş yoluna devam ederken, futbolculara 1 veya 2 yıldız mı verecektik… Ayrıca zor ve kritik maçta çok kritik kararlar vererek maçın ağırlığı altından kalkan hakem triosuna tek yıldız mı verecektik. Bizler, bir takımın başkanı gibi, yöneticisi gibi, hocası gibi veya futbolcusu gibi yanlı olamayız, o onların işi, bizim iş farklı ve ayrı…
 
Şayet eksik yıldızlar vermiş olsaydık, futbolun gerçeklerini görmemişiz demektir. Bizler takım tutmayız. Yazdığımız tüm haber ve yorumlarımızda sahada gördüğümüzü yazıyoruz. Çünkü olay, bizim pencere ve tribünden öyle görünmüştür ve de yazılmıştır. Eleştirilere her zaman açığız ve saygılıyız. Dozunda olduğu sürece. Ülke ve şehir futbolunun yığınla sorunu varken bu tür gereksiz laf ve yorumlar hiçbir şeyi çözmez. Bir futbol maçını izlerken ister amatör ister profesyonel olsun, defanstan oyun kuran stoperi görmezsen, az ve öz koşan ancak orta sahada inanılmaz işler yapan beceriyi görmezsen, gençlere taş çıkartacak koşan bir futbol emekçisinin sahadaki öz veri ve emeğini görmez, attığı gollerle takımına önemli katkı sağlayan tecrübeli forveti görmezsen, önce FUTBOLU öğren de, gel demekten başka yol kalmıyor, kardeş…
 
Yıldız meselesine kafayı takmışsanız ve de futbol sizin hobiniz ise ilgi alanınızı değiştiriniz. Gölge etmeyin bari. Dünyanın en kolay mesleği futbolu eleştirmektir. Ancak futbol bir sanattır. O sanatı idare etmek başkadır, oynamak başkadır, saha kenarından yönetmek başkadır, seyretmek başka bir olaydır, yazı ve yorumlamak ise çok ayrı ayrı işlerdir. TV ekranlarında dile getirebilmekte çokkkk başka başka işlerdir kardeşim… Bilgi-birikim ve deneyim işidir, yani… İnternet dünyasındaki iletişim mecralarında, 2-3 cümle, spor yorumu yazmakla spor yazarı da olunmuyor. Bu işler dışarıdan gazel okumaya asla benzemez. Saygılarımızla.  
 


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —