Türk Ocakları Isparta Şubesi Başkanı Op. Dr. Levent Başyiğit, Türk Ocakları Genel Merkezi Yönetim Kurulu tarafından yapılan basın açıklamasını paylaştı.
Şube Başkanı Başyiğit açıklamada; “İstanbul Şubesinin Genel Merkez’e danışmadan ve Genel Merkez’in onayını almadan yaptığı Sempozyum dolayısıyla konuyu bütün yönleriyle istişare ettikten sonra kamuoyuna bir basın açıklaması yapmıştır. Genel Başkan Prof. Dr. Mehmet Öz, İstanbul Şubesi Başkanı Dr. Cezmi Bayram ile yaptığı telefon görüşmesiyle şube yönetim kurulunun görevden alındığını tebliğ ettikten sonra bu durum da sosyal medya vasıtasıyla kamuoyuna açıklanmıştır. Alınan ve kamuoyuyla paylaşılan karara rağmen medyada, Meclis’te ve kamuoyunda meydana gelen gelişmeler ve yapılan açıklamalar üzerine aşağıdaki hususların vurgulanmasına karar verilmiştir:
1. Türk Ocakları, bugünkü Türkiye’de hiçbir siyasi partide veya sözde STK’lerde olmadığı kadar demokratik bir yapıdadır ve istişareye önem ve öncelik verir. Şubelerle düzenli olarak yapılan istişare toplantılarında, Genel Merkez yönetimine yönelik tenkitler kayda geçirilmekte ve bundan dolayı hiç kimse hakkında soruşturma açılmamaktadır. Genel Merkez’in, İstanbul Şubesi hakkındaki kararı, Genel Merkez Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerinin saatler süren müzakeresi sonucunda alınmıştır.
2. Türk Ocakları, kesintilerle de olsa 110 yıllık kadim bir Ocak’tır. Kuruluşundan itibaren parti siyaseti dışında olmayı ilke edinmiştir. Cumhuriyet’in kuruluş sürecinde oynadığı merkezî ve hayati role ve ifa ettiği hizmetlere rağmen bu ilkesine bağlılığı dolayısıyla ve Türk dünyası konusundaki tavrı yüzünden 1931’de kendisini kapatmaya mecbur bırakılmıştır.
3. Türk Ocakları, Türk milliyetçiliği fikrinin bu topraklardaki kurucu teşkilatıdır ve geçmişten günümüze kadar bu çizgisini sürdürmüştür. Türk Ocakları yönetiminin, milliyetçilik konusunda hiç kimseden ders almaya ihtiyacı yoktur. Sözde çözüm sürecinde, Türk kimliğinin ret ve inkârı konusunda ortaya koyduğumuz “ama”sız, “fakat”sız tavrı, teröristle müzakerenin “çözüm” değil “çözümsüzlük” getireceği yolundaki ikazlarımızı, 15 Temmuz gecesindeki dik duruşumuzu unutanlar, ağ sayfamıza baksınlar.
4. Türk Ocakları, parti siyasetinin dışındadır, ancak “Türk” kelimesinden tüyleri diken diken olanlarla yol yürümemiştir; yürümeyecektir.
5. Türk Ocakları, partiler üstüdür, ancak “Ermeni soykırımı yalanı”nın propagandasını yapanlar veya hangi cenahtan olursa olsun Türk Devleti’ne “seri katil” diyenlerle bir arada olmamıştır ve olmayacaktır.
6. Türk Ocakları, parti siyasetinin dışındadır, ancak ülke yönetiminde gördüğü sorunlar hakkındaki düşüncelerini, uygun bir dille ve kendine has duruşuyla ifade etmekten geri durmamıştır ve durmayacaktır.
7. Türk Ocakları Genel Merkezi ve şubelerinin, bulundukları yerlerin AK Partili, MHP’li, CHP’li, İYİ Partili belediyelerinden destek talep etmeleri ve bu toplantılara siyasilerin katılımı gayet tabiidir. Ancak bu hususta, bölücüler hariç bütün partilerin davet edilmesi ilkesine uygun hareket edilmesine ve faaliyetin bir partinin propagandasına zemin yapılmamasına özen gösterilmesi şarttır. Davetlere icabet etmeyenlerin eleştiri hakları da yoktur.
8. Türk Ocaklarının milliyetçilik anlayışı; etnik ve mezhebî ayrımların üzerinde, Türkiye’de yaşayan bütün insanlarımızı kapsayıcı bir muhtevaya sahip olduğu gibi din ve mezhep farkı gözetmeksizin dünyadaki bütün Türklerin kardeşliğini esas alır. Bunun içindir ki Türk Ocakları, hasbi bir anlayışla, Çin Devleti’nin ekonomik gücü vb. etkenleri bir kenara bırakarak Doğu Türkistan’da soykırıma tabi tutulan kardeşlerimizi, Kırım’dan Türkmeneli’ne bütün Türk coğrafyasındaki mazlumların haklarını tavizsiz bir şekilde savunmuştur ve savunacaktır.
9. Bizi yöneten siyasilere hatırlatırız ki; biz, parti siyasetinin tarafı veya hiçbir partinin arka bahçesi değiliz. Bizim tek kaygımız Türk Milleti’nin birliği ve Türk Devleti’nin bekasıdır. Türk Ocakları, parti siyasetinin dışındadır; dışında kalmaya da devam edecektir. Buna aykırı hareket eden yöneticilerimiz, Türk Ocaklarındaki yönetim görevlerinden ayrılacaklardır. Partilerimizin de kutuplaşma siyasetinden ve ötekileştirici dilden uzaklaşmalarının Türkiye’nin bekası açısından vazgeçmez ön şart olduğunun farkına varmaları en büyük temennimizdir. Kimse unutmasın ki, merhum Dündar Taşer’in dediği gibi, “Türk Ocağı fazla kurcalamaya gelmez, oradan bozkurt çıkar. Bozkurt!”. Büyük Türk Milleti’ne saygı ile duyurulur. Allah, milletimizin yâr ve yardımcısı olsun. Ne Mutlu Türküm Diyene…”