Türkocakları Isparta Şubesi Gençlik Kolları Başkanlığı ile SDÜ. Türk Yurdu Topluluğunun birlikte organize ettiği Doğu Türkistan Milli Meclis Başkanı Sayın Seyit TÜMTÜRK beyefendinin konuşmacı oldukları "Bir Doğu Türkistanlının Gözünden Doğu Türkistan" konulu konferans IYAŞ Süleyman Demirel Kongre Merkezinde gerçekleşti.
SDÜ ve ISUBÜ öğretim üyeleri, öğrencileri, Türkocaklıların yoğun ilgi gösterdikleri konferans iki saat sürdü. Program, Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk, silah arkadaşları, ezan dinmesin bayrak inmesin vatan bölünmesin diye toprağa düşen şehitlerimiz ile Doğu Türkistan davasındaki şehitler için saygı duruşu sonrası hep birlikte istiklal marşının okunmasıyla başladı.
Konferans öncesi Türkocakları Gençlik Kolu Başkanı ve Türk Yurdu Topluluğu Başkanının açılış konuşmaları ve her iki kurumdaki başkanların görev devir-teslim ve şilt takdim töreni takip etti. Günün anısına hazırlanan hediyelerin ve şiltin Türkocakları Isparta Şubesi Başkanı Op. Dr. Ş. Levent Başyiğit, SDÜ eski rektörü Prof. Dr. Lütfü Çakmakçı, Prof. Dr. Bayram Kodaman ve Prof. Dr. Mahmut Bülbül tarafından Seyit TÜMTÜRK'e takdimi sonrası konferans başladı ve özetle şöyle dedi:
Doğu Türkistan; tarihte 'Ulu Türkistan', 'Büyük Türkistan' olarak geçmektedir. Türk milletinin var olduğu, Türk isminin ilk defa kullanıldığı ve Türklerin ilk defa İslam'la şereflendiği, tahmini olarak 35 milyon müslüman Türkün yaşadığı, siyasi olarak Pekin merkezi otoritesine bağlı olsa da ruhen, kalben Anadolu'ya, Türkiye'ye hasret, Türkiye'ye Türk milletine hasret bir coğrafyadır. Bugün Doğu Türkistan, Türk İslam coğrafyasının en mağdur ve mazlum coğrafyası durumundadır. Son günlerde soydaşlarımız İnsanlık dışı, kabul edilemez muamelelere maruz kaldıkları haberleri gelmektedir.
Doğu Türkistan’da ki soydaşlarımız, 70 yıldır Çin Devletinin tahakkümü altında, İnsanlığın kabul edemeyeceği işkence ve asimilasyona maruz kalmaktadır. Son günlerde bu baskı ve zulüm artmış, Toplama kamplarına gönderilen Türk erkeklerin evlerine birer Çin’li yerleştirme gibi ahlak ve hukuk dışı bir şekil aldığı haberleri gelmektedir.
Çin, işgalin ötesinde Doğu Türkistan'ın zenginliklerini sömürüp, o bölgenin gerçek sahipleri olan Müslüman Uygur Türklerini imha etmek istemektedir.
Doğu Türkistan; yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle yıllık yüzde 10 ila 12 civarında kalkınma gerçekleştiren Çin'in lokomotifi durumundadır. Doğu Türkistan 1949 yılında Çin tarafından işgal edilmiştir. 70 yıldır fiili bir işgal ve sistematik asimilasyon politikası uygulanmaktadır. Doğu Türkistan, hiçbir zaman bağımsız olmadı, olmayacak ve asırlardır da işgal altındaymış gibi yanlış bir algı var. Bu asla doğru ve kabul edilebilir bir görüş değildir. Mao komünist ihtilali gerçekleştirdikten sonra Doğu Türkistan'ı da işgal etmiştir.Bu durum sonsuza kadar sürüp gidemez.İktidarı ile muhalefeti ile bu zulüme karşı çıkmalı, dur demeliyiz. Filistine, Somaliye, Arakana göz yaşı dökenlerden kendi Müslüman soydaşlarına, kardeşlerine de aynı davranışı beklememiz hakkımızdır.
Burada, Doğu Türkistan’ın bayraklaşmış sürgündeki lideri, iki gün önce hakk’a yürüyüşünün 24. Seneyi devriyesi olan İsa Yusuf Alptekin’e bir paragraf açmak istiyorum. Onun bütün ömrü mahrumiyetler içerisinde, esir Türkistan’ın hürriyet ve bakası için inanç ve azimle mücadele içinde geçti. O koca çınar 17 aralık 1995 de, 95 yaşında vefat etti. O her zaman şunu söylerdi; “GÖNÜL ARZU EDER Kİ TÜRKİSTAN MESELESİNİN HALLEDİLMESİ DAVASINDA ÖNCÜLÜK ŞEREFİ TÜRKİYE’NİN OLSUN…” Vefat etmeden biraz önceki son sözleri şunlar oldu” DOĞU TÜRKİSTAN DAVASINI SİZLERE EMANET EDİYORUM”
Sözlerime son verirken Doğu Türkistan’ın Sürgünde ki bağımsızlık kadın lideri Dünya Uygur Kongresi Başkanı sayın Rabia Kadir’e hep birlikte kulak verelim. ”Türkiye bu kadar Suriyeliyi Müslüman oldukları için alıyorsa, kimsenin yardım elini uzatmadığı Uygurlar hem Türk hem de Müslüman. Onlara da el uzatsın. Çünkü onlar başımıza bir şey gelse Türk olduğumuz için Türkiye bize yardım eder, bize sahip çıkar ümidini taşıyorlar. Biz Türk’üz, Irkımız, Dilimiz, Dinimiz bir, Kültürümüz, Özümüz, Sözümüz bir” demektedir.
Son söz olarak Doğu Türkistandan Balkanlara, Kafkaslardan Musul Kerkük’e kadar biz hep birlikte Türk Milletiyiz.
Program soru cevap sonrası sonlandırıldı.