Erol Kesici'nin yazısıdır...
Ülkemizde 444 plaj ve 21 Plaj ve Marina, “MAVİ BAYRAK” la ödüllendirilmiştir.(2016) Altınkum Plajı; 2004 yılından itibaren 2-3 dönem Mavi Bayrak verilen, doğal tatlı su gölleri içerisinde ülkemizin tek Mavi Bayraklı Plajı idi. Dünyanın turizm kataloglarında ve tur operatörlerinin gezilecek görülecek ve güvenle suyuna girilebilecek plajlar listesinde yer aldı. İlk dönemlerde plajda gerekli alt yapı sağlandı. Fakat daha sonraki yıllarda ilgi azaldı.
İTİRAF; “RAPORLAR SİPARİŞ”!!!!HASTALIĞI TEDAVİ ETMEK VARKEN!...
Benim de katıldığım yer , Türkiye Çevre Eğitim Vakfı-yerel yönetim çalışmalarında ve Uluslararası Kıyı Alanları Yönetimi toplantılarında; konferanslarda, ülkemizde Mavi Bayrak’lı Plajların iyi denetlenmediği konusunda, yerli yabancı turistlerden şikayetlerin gelmesi ve ne yazık ki 15 günde bir yapılması gereken su (mikrobiyolojik-kimyasal-fiziki)analiz sonuçların gerçeği yansıtmadığı ve bu analiz sonuçlarının “sipariş üzerine” verildiği, ayrıca çevre düzeni, güvenliği, yönetimi ve eğitim konularında önemli sorunların yaşandığı rapor edilmiştir. Söz konusu olan plajlar içerisinde Eğirdir Altımkum Plajı’da vardı. Bunun üzerine Altınkum Plajının da yer aldığı incelemeye alınan çok sayıda plaja, koşulları yerine getirmesi için belirli süre verildi.
Bunun üzerine be belediye yetkililer, dönemin İlce Turizm Müdürü ve Halk Sağlığı Müdürlerine durumu ve yapılması gerekenleri anlatım( bu insanlar hala sağlar bilirler). Acı gerçek plajın su kalitesi raporlarının gerçek olmadığı(sipariş!) olduğu anlatıldı. Bu durum gerçekten çok üzücü. Tıpkı bir hastaya hastalığını söylemeyip, gerekli tedavisinin yapılmayarak onun yok olmasına neden olmak gibi… Halbuki Mavi Bayrak ilkelerini yerine getirmek plajı ileri taşımak dünya markası olmasını sağlamaktı… Ama bakış “biz bir yollunu bulur ! Kolay işler bunlar… Mavi Bayrağı yine alırız” denildi…“
Bu durum karşısında öncelikle ben durumdan rahatsız oldum- üzüldüm ve gerekli girişlerde bulundum. Yerel yönetimler defalarca uyarıldı, işin şakası yok Bu işin şakası yok vermezler, iptaller var, kurallara uymak gerekir, korumak gerek diye
Bu memleketini sevmemek- kötülemek değildir. Memleketini korumak hastalığı görmezden gelmek yerine tedavi etmektir. Eğirdir’in sorunları “kol kırılsın yen içinde kalsın” bakışıyla, nasıl olsa aldık ve siyasi gücümüz var halleder izle çözümlenmez.. Bu; Eğirdir’e yapılan en büyük “kötülüktür”. Bu işler böyle yürümez, yürütülmemeli de. Mücadeleye devam etmek önce kurallara yerine getirmekle olur. Orada hak edilip de verilmeyen durum ve haksızlık yok ki neyin nasıl mücadelesi verilir anlamakta mümkün değil… Hep bu hayaller, arkası boş vaatlerle Eğirdir de gelinen nokta bu.. Kokan sinekli göl, akşam yaşamının olmadığı “çok sakin kent..”! Mazereti belli kirlilik…Plajın kullanımı! İnsanların “kumaşı”.”
Gelecek Yazı; Kurumlara , insana güvenmemek…..
Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ TTKD EĞİRDİR ISPARTA TEMSİLCİSİ