Tarih: 09.07.2018 08:21
Türkiye’nin nükleer kaynağı Isparta’daki toryum olmalı
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) Bilim Komitesi Üyesi Prof. Dr. Saleh Sultansoy, Gülses Gazetesine dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Enerji üretiminde nükleer santral ile yeni bir döneme giren Türkiye’nin, Isparta’da bulunan toryum kaynaklarını kullanabileceğini söyleyen Prof. Dr. Saleh Sultansoy, Akkuyu’nun ardından yapılacak reaktörlerin toryuma uygun reaktörler olması gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin cari açığındaki en önemli kalem olan enerji üretiminde nisan ayında temeli atılan Akkuyu Nükleer santrali yeni bir döneme geçiliyor. Türkiye artık nükleer santral ile daha ucuz elektrik üretecek. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) Bilim Komitesi Üyesi Prof. Dr. Saleh Sultansoy, Türkiye’nin nükleer enerji santrallerinde kullanacağı yeterli miktarda uranyum rezervi olmadığını söyleyerek, en büyük alternatifin ise toryum olduğuna dikkat çekti. Türkiye topraklarındaki toryumun değerinin 120 trilyon dolar olabileceğinin tahmin edildiğini söyleyen Sultansoy "Isparta'da bulunan Çanaklı Madeni'nde kolay işlenebilen torit minerali şeklinde 20 bin ton rezerv var ve sadece bu rezerv 100 yıl boyunca elektrik enerjimizi karşılayabilir."
Akkuyu’da nisan ayında temeli atılan nükleer santral ile enerji üretiminde nükleer dönemi başladı. Akkuyu nükleer santralinin ardından Sinop başta olmak üzere farklı noktalarda da nükleer santrallerin kurulması hedefleniyor. Akkuyu santralinde nükleer kaynak olarak uranyum kullanılacak. Tüm bu gelişmeler yaşanırken Gülses Gazetesi yıllar önce nükleer kaynak olarak daha temiz bir enerji kaynağı olarak toryum kullanılması önerisini getiren Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) Bilim Komitesi Üyesi Prof. Dr. Saleh Sultansoy ile görüştü.
YEŞİL ENERJİ TORYUM
Yeşil nükleer enerji olarak adlandırılan
toryum,
Türkiye’yi dünyanın enerji devi haline dönüştürebilir.
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) Bilim Komitesi Üyesi
Prof. Dr. Saleh Sultansoy,
“yeşil nükleer enerji” olarak adlandırılan toryumun, dünyanın enerji problemini çözebilecek en önemli kaynaklar arasında bulunduğunu belirterek, “Toryumu enerjide kullanmaya başladığımızda dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alabiliriz” dedi.
GELECEĞİN ENERJİ KAYNAĞI TORYUM
Gelecek 20 yıl içerisinde dünyanın enerji haritasının toryum ile değişeceğini savunan Sultansoy, şunları kaydetti:
“Gelişmiş ülkeler, enerjilerinin büyük kısmını nükleer santrallerden sağlamaktadır. Fransa, enerjisinin yüzde 85′ini nükleer santralden karşılarken, biz yıllardır bu santrallerin kurulup kurulmamasını tartışıyoruz. Şu anki bilimsel verilere göre, Türkiye toryum rezervinde dünyada ikinci sırada bulunuyor. Türkiye’nin gelişmesini istiyorsak toryumdan enerji üreten santraller kurmalıyız. 1 gigavatlık enerji için 3,5 milyon ton kömür veya 200 ton uranyum gerekiyor. Aslında 1 ton toryumdan da bu enerji elde edilebilir. Toryum yakıtlı reaktörlerin 2020′li yıllarda ticarileşmesi öngörülüyor. 2030′larda ise elektrik enerjimizin yüzde 50′sini yerli kaynağımız toryumdan üretebiliriz. Türkiye enerji devi olabilir, yeter ki biz bu teknolojiye sahip çıkalım ve uluslararası işbirliklerine katılabilelim.”
URANYUMUN 200 KATI ETKİLİ
20 yıl içerisinde dünyanın enerji haritasının toryum ile değişeceğini savunan Sultansoy, şunları kaydetti: "1 gigavatlık enerji için 3,5 milyon ton kömür veya 200 ton uranyum gerekiyor. Aslında 1 ton toryumdan da bu enerji elde edilebilir. Toryum yakıtlı reaktörlerin 2020'li yıllarda ticarileşmesi öngörülüyor. 2030'larda ise elektrik enerjimizin yüzde 50'sini yerli kaynağımız toryumdan üretebiliriz.
REZERVİN YÜZDE 11'İ TÜRKİYE'DE
Dünyada toryum rezervi açısından üç ülkenin başı çektiğini ifade eden Sultansoy, şöyle devam etti: "Bilinen toryum miktarı açısından Hindistan ilk sırada bulunuyor. Onun hemen ardından Türkiye ve Brezilya geliyor. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) ve OECD verilerine göre 880 bin ton ile dünyadaki toryum rezervinin yüzde 11'i Türkiye'de bulunuyor. Diğer bağımsız kaynaklar rezervlerin bundan 3-4 kat fazla olduğunu tahmin ediyor. Toryum madeni İsveçli bir bilim adamı tarafından icat edilirken, adını da İskandinav mitolojisindeki 'Şimşek Tanrısı' Thor'dan alıyor.
DAHA TEMİZ VE YERLİ BİR KAYNAK
Isparta’da 20 bin ton civarında belirlenmiş toryum rezervi var. Türkiye’de öncelikle Akkuyu’da Rusya tarafından bir nükleer santral kuruluyor. Şimdide Sinop’ta Japonlar veya Fransızların nükleer santral kurması konuları görüşülüyor. Bunların yanında bir aç tane daha nükleer santral kurulması düşünülüyor. Bunlarda toryumu kullanmak için birkaç yöntem var. Türkiye nükleer santralleri toryum kullanımına uygun olarak yaparak bu santrallerde hem daha temiz hem de daha güvenilir olan toryumu, uranyuma alternatif olarak kullanabilir. Türkiye’nin uranyum rezervi zaten çok fazla değil. 50 gigawaatlık bir santralde bir yıl bile yetmiyor. Mecburen sonraki dönemde dışarıdan uranyum almak zorunda kalınacak. Fakat Türkiye’nin toryum rezervi binlerce yıl yetecek kapasitede.
YENİ REAKTÖRLER TORYUM’A UYGUN OLARAK YAPILMALI
Fakat burada uranyumdan hemen vazgeçilemiyor. Çünkü çalışan reaktörlerin nerdeyse hepsi uranyum üzerine. Dünya’da reaktörlerde toryum kullanımına doğru bir yönelme var. Türkiye’de bu anlamda Akkuyu için söylendi fakat yapılamalı. Ama en azından Sinop’ta yapılacak reaktörün toryumu kullanabilecek seçeneğe uygun şekilde inşa edilmesinde fayda var. Dünya genelinde nükleer santrallerde 7-8 tip rektör var. Bunların 4’ünde toryum kullanılabiliyor. Dünyada nükleer enerji üretiminde toryum denemeleri yapılan reaktörler var. Örneğin Hindistan’daki reaktörlerde %70-80 toryum içeriği ile enerji üretildi. Avrupa’da %90’lık çubuk kullanıldı.
TÜRKİYE’NİN YETİŞMİŞ İNSAN KAYNAĞI DA VAR
Türkiye’de bu işten anlayan bilim insanları var. Bu yönde bir yönelim olması halinde birkaç yıl iççinde daha fazlası da yetiştirilebilir. Türkiye’nin temiz ve yerli enerji için Sinop ve sonraki reaktörleri mutlaka toryum kullanımına uygun olanlardan almalıdır. Akkuyu’da Rusya tarafından kurulan reaktör buna uygun değil. İkincisi ve en önemlisi toryumu kullanan reaktörlerde, yani hızlandırıcı sürümlü sistemde, proton hızlandırıcısından nötronlar alınıyor. Diğer teknolojilerin hepsinde mecburen uranyum plütonyum gibi kaynaklar kullanılmak zorunda. Türk toryumunun kullanılacağı reaktörler için hızlandırıcı sürümlü sistem içeren reaktörler yapılmalı. Bunda tam bağımsızlık var. Bu sistemlerle ilgili Avrupa’da, Amerika’da, Hindistan’da Çin’de çok ciddi gelişmeler var.”
SADECE ISPARTA 100 YIL YETER
Dünyada toryum rezervi açısından üç ülkenin başı çektiğini ifade eden
Sultansoy, şöyle devam etti:
“Bilinen toryum miktarı açısından Hindistan ilk sırada bulunuyor. Onun hemen ardından Türkiye ve Brezilya geliyor. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) ve OECD verilerine göre 880 bin ton ile dünyadaki toryum rezervinin yüzde 11′i Türkiye’de bulunuyor. Diğer bağımsız kaynaklar ise ülkedeki rezervlerin bundan 3-4 kat daha fazla olduğunu ve Türkiye topraklarındaki toryumun değerinin 120 trilyon dolar olabileceğini tahmin ediyor. Isparta’da bulunan Çanaklı Madeni’nde kolay işlenebilen torit minerali şeklinde 20 bin ton rezerv var ve sadece bu rezerv 100 yıl boyunca elektrik enerjimizi karşılayabilir. Toryumla beraber atom bombası yapılamayan bir enerji üretilecek. Daha da önemlisi, hızlandırıcı sürümlü toryum yakıtlı sistemler nükleer atık problemini çözmeye imkan sağlayacak. Yüksek miktarda toryum rezervine sahip olan Türkiye’nin bu işten karlı çıkması bazı güç odaklarının işine gelmiyor. Toryumu enerjide kullanmaya başladığımızda dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alabiliriz.”
PROF. DR. SALEH SULTANSOY KİMDİR?
Prof. Dr. Saleh Sultansoy, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi, 1952, Bakü doğumlu. Yüksek Enerji Fiziği alanında 700’ün üzerinde bilimsel makalesi bulunmaktadır. Türk Hızlandırıcı Kompleksi (TAC – TurkicAccelerator Complex) projesinin fikir babasıdır. Türk Bilim Kenti (ATAM – Ankara Temel Araştırmalar Merkezi) projesini hazırlayan 15 bilim insanımızdan biridir.
DESY (Hamburg, Almanya) ve CERN (Cenevre, İsviçre) hızlandırıcı bölümlerinde yapılan çalışmalara Türk bilim insanlarının katılımını sağlamıştır. CERN’deHiggsbozonunukeşfeden ATLAS deneyinde, LHeCve FCC çarpıştırıcı projelerinde çalışmaktadır. Türk devletlerinin CERN çalışmalarına etkin şekilde katılması için çaba harcamaktadır. Türk gençliğini İlim-İrfana yöneltmek için “Türkler ve Bilim: Dün, Bugün, Yarın” ve benzeri konularda çok sayıda konferans ve bilgi şöleni düzenlemiştir.
GÜLSES GAZETESİ
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —