Türkiye'nin en karanlık ve kanlı gecesi:
KANLI 15 TEMMUZ
Devletin tüm kılcal damarlarına sinsice sızan Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz akşamı devletin silahlarını millete doğrultmasının üzerinden 3 yıl geçti.
Demokratik yönetimi rafa kaldırmayı hedefleyen ve bu sinsi emellerini 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde 251 kişiyi şehit ederek gerçekleştirmek isteyen FETÖ'nün hain planında olayların merkez üssü Ankara oldu.
İŞTE TÜRKİYE’DE VE ISPARTA’DA
DAKİKA DAKİKA O GECE YAŞANANLAR:
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine Ankara ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin dört bir tarafında demokrasiye sahip çıkmak için meydanlara inen vatandaşlar, canlarını hiçe sayarak tankların üzerine çıktı, namlunun önüne durdu ve hain darbe girişimini bertaraf etti.
Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ mensubu ve bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8 binin üzerinde askeri personelin, savaş uçakları da dahil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74'ü tank 246 zırhlı aracın ve 4 bine yakın hafif silahın kullanıldığı darbe girişimi Türkiye Cumhuriyeti tarihine kara bir leke olarak düştü.
GİRİŞİMİN MERKEZ ÜSSÜ AKINCI ÜSSÜ
Girişimin yönetim merkezi Akıncı Üssü'nün de bulunduğu başkentte 15 Temmuz 2016'da "kara" bir gece yaşandı.
Olayın yaşandığı tarihte Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri olan Fahri Kasırga ile Genelkurmay Başkanlığı yapan Orgeneral Hulusi Akar'ın da arasında bulunduğu birçok komutan darbecilerce alıkonuldu. Şehrin semalarında alçak uçuş yapan savaş uçakları TBMM, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Emniyet ve TÜRKSAT'ı bombaladı.
Ayrıca kentin farklı yerlerindeki birçok birlikteki tank ve zırhlı araçlar da kışla dışına çıktı.
Ertesi gün öğle saatlerine kadar süren olaylarda vatandaşlar kahramanca direndi.
DARBE PLANI ÖNE ÇEKİLDİ
Darbe girişimi günü saat 16.16'da MİT Müsteşarlığına giden Kara Havacılık Komutanlığında görevli bir subay, FETÖ üyesi askerlerin Müsteşar Hakan Fidan'ı almak üzere kuruma saldırıda bulunacağını ihbar etti. MİT yetkililerinin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'i telefonla bilgilendirmesinin ardından bir MİT Müsteşar Yardımcısı ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan ayrı ayrı Genelkurmay Başkanlığına geldi.
FETÖ'cüler karargahtaki hareketliliği görüp paniğe kapılarak, ertesi gün saat 03.00'te başlamasını planladıkları girişimi 15 Temmuz saat 20.30'a çekmeyi kararlaştırdı.
MİT Müsteşarı Fidan'ın Genelkurmay'dan ayrıldığı dakikalarda, karargahdan yaklaşık 50 kilometre uzaktaki Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığında darbe hazırlıkları için toplanan 33 Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) personeli Genelkurmay'a doğru otobüsle yola çıktı.
Dönemin Genelkurmay Stratejik Daire Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli, saat 21.00'de makam odasına girdiği Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'a, "Komutanım operasyon başlıyor, herkesi alacağız, taburlar tugaylar yola çıktı." sözleriyle darbeyi tebliğ etti. Girişimi desteklemeyeceğini belirterek söylenenlere tepki gösteren Akar'ın ağzı ve burnu darbeci askerlerce kapatıldı, elleri plastik kelepçeyle bağlandı.
Karargaha dönen Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, beraberindeki Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar ve emir subayı Yunus Can, Akıncı Üssü'nden gelen darbeci ÖKK personelince derdest edildi. Çolak'ın koruma astsubayı Piyade Başçavuş Bülent Aydın, olaya müdahale etmeye çalışırken şehit edildi.
Bu sırada darbeci pilotların havalandırdığı uçaklar, Ankara semalarında alçak uçuşa başladı. Polatlı 58. Topçu Er Eğitim Tugayı ve Topçu Füze Okulu, Mamak 28. Mekanize Piyade Tugayı, Beytepe Jandarma Eğitim ve Okullar Komutanlığı, Kara Havacılık Komutanlığı, Harp Okulları Komutanlığı, Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı, Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayındaki darbeciler de harekete geçti. Birçok tank, zırhlı personel taşıyıcı ve diğer araçlarla binlerce asker kışlaların dışına çıktı. Kuvvet Komutanlıklarındaki darbeciler de hareketlendi.
BAŞBAKAN YILDIRIM'DAN
KALKIŞMA AÇIKLAMASI
Herkes askeri hareketliliği anlamaya çalışırken dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, saat 23.02'de televizyon kanallarına bağlanarak, bir kalkışma ihtimali üzerinde durduklarını söyledi. Yıldırım, "Bu kanunsuz eylemin içerisinde olanlar en ağır şekilde bedelini ödeyecekler." dedi.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Akar, saat 23.03'te Genelkurmay Başkanlığı bahçesinde bulunan helikopterle Akıncı Üssü'ne götürüldü. Derdest edilen Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga ile Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar, Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı Orgeneral Kamil Başoğlu'nun da arasında bulunduğu birçok general Ankara, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal ve bazı komutanlar ise İstanbul'dan alınarak Akıncı Üssü'ne götürüldü.
TSK içinde hareketlilik olup olmadığını öğrenmek için akşam saatlerinde Jandarma Genel Komutanlığına giden Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanı Turgut Aslan ve koruması ise derdest edilerek komutanlıkta tutuldu.
FETÖ'CÜ ASKERLERDEN
POLİSLERE BOMBA
Şehir merkezinde bu olaylar yaşanırken FETÖ mensubu darbecilerin kullandığı F-16, saat 23.18'de Gölbaşı'ndaki Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığına bomba attı, 7 kişi şehit oldu, 5 kişi yaralandı.
16 Temmuz'un ilk saniyelerinde Gölbaşı'ndaki Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Daire Başkanlığı da bombalandı, 44 polis şehit oldu, 36 kişi yaralandı.
Darbecilerin bulunduğu helikopterler, Yenimahalle'deki MİT yerleşkesini tararken Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndan TRT'ye giden darbeciler saat 00.13'te canlı yayında zorla darbe bildirisi okuttu.
HALK MEYDANLARA İNDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan saat 00.24'te CNN Türk kanalına bağlandı. Görüntülü telefon aramasıyla bağlantıda Erdoğan "Bu gelişme gerçekten Türk Silahlı Kuvvetlerimizin içindeki bir azınlığın, ne yazık ki kalkışma hareketidir ve bu malum yapıya ait paralel yapılanmanın teşvik ettiği üst akıl olarak onların kullandığı bir harekettir." dedi.
Milleti, darbecilere karşı durmak üzere meydanlara çağıran Erdoğan'ın bu çağrısı karşılık buldu. Vatandaşlar Genelkurmay Başkanlığının çevresindeki İnönü Bulvarı ve Milli Müdafaa Caddesi ile Kızılay Meydanı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, AK Parti Genel Merkezi ve Jandarma Genel Komutanlığı civarı başta olmak üzere meydan ve caddelerde toplanmaya başladı. Kışladan çıkan askerlere tepki gösteren vatandaşlar mücadeleye girişti.
ISPARTA’DA VATANDAŞLAR
GÜNLERCE MEYDANDA KALDI
Erdoğan'ın çağrısıyla meydana inen Ispartalı vatandaşlar da günlerce Valilik önündeki eski adıyla Cumhuriyet, yeni adıyla 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanında nöbet tuttu. Isparta Valiliği önünde toplanan kalabalık kritik noktalarda da yer aldı.
KOMANDO VE PİYADE ALAYINDAN ARAÇLARIN ÇIKMASINI ENGELLEDİLER
Eğirdir yolu üzerindeki 40. Piyade Alayı ve Davraz Kayak Merkezi yolu üzerindeki Komando Alayı önünde toplanan binlerce vatandaş, her iki alaydan içi asker dolu otobüslerin Ankara’ya gitmesini engellediler. Ayrıca, Isparta Havalimanında uçakların kalkmasını engellemek isteyen vatandaşlar da üsse akın etti.
Vatandaşın polise operasyonlarında büyük yardımcı olduğu günlerde yüzlerce darbeci gözaltına alındı. Isparta'daki askeri noktalarda vatandaşlar araçlarıyla ve bedenleriyle nöbet tuttu.
Polatlı'da kışlalarından çıkarak Ankara'ya doğru hareket eden askeri araçların önünü kesen vatandaşlar, araçların bir kısmının kışlalarına dönmesini sağladı. Kazan halkı da Akıncı Üssü çevresinde toplandı. Bu sırada 8 vatandaş FETÖ'cülerce şehit edildi.
Darbenin yönetim merkezi Akıncı Üssü'nden mühimmat yüklü halde kalkan uçaklar, sonik patlamalarla vatandaşları ürkütmek için ses hızının üzerinde seyretmeyi sürdürdü. Darbeciler bir yandan da Kara Harp Okulunda eğitim gören kursiyer askerleri helikopterlerle Genelkurmay Başkanlığına taşıdı.
Bu sıralarda, uydu yayınlarını durdurmak isteyen ve aralarında sivillerin de olduğu darbeci grup, helikopterle TÜRKSAT'ın Gölbaşı'ndaki tesislerine hareket etti. Tedbir amacıyla kuruma gelen iki TÜRKSAT görevlisi, FETÖ mensubu darbecilerce ateş açılması sonucu şehit düştü.
Yenimahalle'deki Ankara Emniyet Müdürlüğü binasına saat 00.56'da iki, 01.08'de ise bir bomba daha atıldı. Saldırıda iki vatandaş şehit düştü, 39 kişi yaralandı. Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde zırhlı araçlarda bulunan darbecilerin faaliyetleri sonucu da 8 vatandaş şehit oldu.
ÖMER HALİSDEMİR'E TARİHİ GÖREV
Darbe faaliyetleri için Özel Kuvvetler Grup Komutanı Tuğgeneral Semih Terzi ve beraberindeki ÖKK askerlerini Diyarbakır'dan taşıyan uçak, saat 01.13'te Etimesgut Havalimanı'na indi. Terzi ve ekibi, buradan helikopterlerle Gölbaşı'ndaki ÖKK karargahına hareket etti.
Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'nın, "Sana tarihi bir görev veriyorum. Semih Terzi darbeci bir haindir, vatan ve millet adına Semih Terzi'yi öldür. Bunun sonunda şehadet var. Hakkını helal et." dediği ÖKK'da görevli Astsubay Ömer Halisdemir, ÖKK karargahına gelen Tuğgeneral Terzi'yi vurarak öldürdü. Ancak Halisdemir de Terzi'nin ekibindeki darbeci askerlerce şehit edildi.
TBMM GENEL KURULU TOPLANDI
TBMM'de temsil edilen tüm siyasi partilerden milletvekilleri, demokrasi ve Meclise sahip çıkmak üzere TBMM Genel Kurul salonunda saat 01.39'da toplandı.
Genelkurmay önünde toplanan, tanklar ve zırhlı araçların önünü kesen ve üstlerine çıkan vatandaşlar, saat 02.21'de Genelkurmay'a girdi. Ancak darbeciler, vatandaşlara ateş açtı.
Genelkurmay Başkanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı civarında seyreden helikopterlerden de vatandaşlara ateş açıldı. Genelkurmay Başkanlığının içi ile karargah çevresinde darbecilere karşı koymaya çalışan 38 kişi ateşli silah ve helikopter saldırıları sonucu şehit oldu.
Ayrıca Akay Kavşağı'nda tankın üzerinden düşen iki, Dikimevi'nde ise ateşli silahla vurulan bir vatandaş hayatını kaybetti.
Havada bulunan F-16'ların birinden saat 02.35'te Genelkurmaya birkaç yüz metre mesafedeki TBMM'ye bomba atıldı.
Aynı dakikalarda, TRT Genel Müdürlüğü binasını ele geçirmeye çalışan FETÖ mensubu askerler gözaltına alınmaya başlandı. Kurumun yayını saat 03.00'te normale döndü.
Darbeci pilotlarlar Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT tesislerine 4, TBMM'ye iki bomba daha attı. TBMM'ye atılan bombalar 32 kişiyi yaraladı. Darbe girişiminin ardından yapılan tespite göre, Meclis'te yaklaşık 20 milyon liralık hasar meydana geldi.
Bu sırada Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Meclis kürsüsünden, "Meclis burada dursun, burayı kapatıp aşağıya (sığınağa) gidersek bu millet meydana gelmez, bu millet 'Meclis bunlardan korktu' der. Bizim burada yapacağımız şey burada ölmektir." dedi.
Jandarma Genel Komutanlığı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve AK Parti Genel Merkezi civarındaki eylemler sırasında biri tankın üzerinden düşen, diğerleri ateşli silahlarla vurulan 14 vatandaş şehit oldu.
Darbeci askerlerden bir kısmı gözaltına alınmaya başlanırken, darbenin idare merkezi konumundaki Akıncı Üssü'nün elektrikleri saat 04.29'da kesildi.
KÜLLİYEYİ HEDEF ALDILAR
Darbeciler günün aydınlanmasıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesini hedef aldı. Darbe girişimi içinde yer alan pilotların kullandığı F-16'ların birinden saat 06.19'da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yakınındaki köprülü kavşak ve otoparka iki bomba atıldı. Burada 15 kişi şehit edildi, 7 kişi yaralandı.
Darbeci pilotların Ankara üzerindeki uçuşlarının sabah saatlerinde de devam etmesi üzerine darbe girişiminde yer almayan uçaklar, üsteki çeşitli noktaları vurarak darbecilerin uçaklarının kalkışının önüne geçti.
Halk ve polisin mücadelesi sonucu darbecilerin mukavemetlerinin kırılmasının ardından Akıncı Üssü'nde tutulan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar, saat 08.26'da helikoptere binerek, Çankaya Köşkü'ne hareket etti.
Özel harekat polisleri sabah saatlerinde Jandarma Genel Komutanlığını ele geçirdi. Ancak bundan kısa süre önce, akşam saatlerinden o saate kadar burada alıkonulan Turgut Aslan ve koruması Hasan Gülhan, yemekhane bölgesinin arka tarafında başlarından vuruldu. Gülhan şehit olurken, Aslan ağır yaralandı.
Darbe girişiminin başarısız olacağını anlayan askerler, sabah saatlerinde Genelkurmay karargahından çıkarak polise teslim olmaya başladı. Kısa süre sonra özel harekat polisleri de Genelkurmay kışlasına girdi.
Başbakan Binali Yıldırım, saat 12.57'de Çankaya Köşkü'ne geldi. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile kameraların karşısına geçen Yıldırım, teşebbüsün bastırıldığını resmen duyurdu.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 3 yıl önce 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında sokağa çıkan halk büyük bir kahramanlık örneği sergiledi. Darbe girişiminin en yoğun yaşandığı illerden İstanbul'daki birçok önemli nokta vatandaşların tepkisi sayesinde işgalden kurtarıldı.
İstanbul'da stratejik bölgeleri hedef alan darbeciler önce şehrin iki yakasını bağlayan Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerini saat 22.00 sıralarında tek taraflı trafiğe kapattı.
Sosyal medyada Ankara ve İstanbul başta olmak bazı şehirlerde patlama ve silah sesleri duyulduğu haberleri yer aldı.
Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ın bir televizyon kanalına bağlanarak olayları "kalkışma" diye nitelemesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da askeri kalkışmaya tepki gösterdi ve halkı meydanlara davet etti.
Bu çağrı Ankara'da olduğu gibi İstanbul'da da karşılık buldu, binlerce vatandaş Boğaziçi Köprüsü'ne akın etti. Köprüyü geçmeye çalışan vatandaşlara darbeci askerlerce ateş açıldı. Tankın da kullanıldığı saldırılarda aralarında polis memurları Münür Alkan, Kemal Tosun, reklamcı Erol Olçok, 16 yaşındaki oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da bulunduğu 34 kişi şehit oldu. Askerler, halkın direnişini kıramadı, sabaha karşı teslim olmak zorunda kaldı.
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün Anadolu Yakası tarafı giriş kısmında ise 3 vatandaş şehit oldu.
HALKIN DİRENİŞİ KARŞISINDA
HAVALİMANINI TESLİM ETTİLER
Darbeci askerler, Atatürk Havalimanı da ele geçirmek istedi. Havalimanına giriş çıkışlar saat 22.15 itibarıyla kapatıldı. Uçuş kontrol kulesini ele geçiren darbeciler, tüm uçuşları durdurdu. F-16 savaş jetleri ile havalimanı üzerinde alçak uçuş yapılarak yolcu uçaklarının iniş-kalkış yapmaları engellendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısıyla havalimanına gelen binlerce kişinin üzerine ateş açıldı. Pistte bulunan 17 yaşındaki Mahir Ayabak şehit düşerken, onlarca kişi yaralandı. Halkın direnişi karşısında askerler burayı terk etmek zorunda kaldı.
Atatürk Havalimanı'nda yaşananlara ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 1 üsteğmen, 3 uzman ve 7 er gözaltına alındı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, saat 03.20'de uçakla Atatürk Havalimanı'na geldi. Erdoğan, kendisini karşılayan kalabalığa "Milletin üzerinde hiçbir güç yoktur. Bu bir ayaklanma, ihanet, vatana ihanet hareketidir. Bunun bedelini çok ağır ödeyecekler." diye seslendi.
DARBEYE KARŞI İLK SORUŞTURMA
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca, 00.34'te askeri kalkışmayı yapanlara karşı ''darbeye teşebbüs'' suçundan soruşturma başlatıldığı duyuruldu. Küçükçekmece Başsavcısı Ali Doğan, darbe girişiminde bulunan askerlerle ilgili soruşturma başlattığını ve askerlerin görüldükleri yerde tutuklanacaklarını bildirdi.
1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, 01.00 sıralarında bir televizyon kanalına bağlanarak askeri kalkışmaya ilişkin "Bu, TSK tarafından desteklenen bir hareket değildir. Bu olaylar meydana geldiği andan itibaren Sayın Valimizle bir araya gelip İstanbul üzerine yoğunlaştık. Buradaki problemi çözmek için çalışıyoruz." ifadesini kullandı.
Darbeci askerlerin işgal etmek istedikleri Borsa İstanbul'da, polis memuru Mehmet Şevket Uzun ile Fatih Satır adlı vatandaş şehit düştü.
Darbeci askerlerin yolları işgal ettikleri Esenler Eski Hal Yolu Edirne İstikameti ve İSTOÇ civarı TEM Otoyolu üzerinde meydana gelen olaylarda askerlere karşı koyan Ahmet Kocabay vurularak, Hüseyin Kısa, Türkmen Tekin, Muhammet Aksu ve Mehmet Şefik Şefkatlıoğlu da tank tarafından ezilerek şehit edildi, 30 kişi de yaralandı.
Gaziosmanpaşa bölgesi TEM otoyolu üzerinde meydana gelen olaylarda Servet Asmaz yaşamını yitirdi.
ÇEVİK KUVVET ŞUBE
MÜDÜRLÜĞÜ'NÜ İŞGAL GİRİŞİMİ
Darbecilerin polise yönelik İstanbul'daki ilk hedef noktası Bayrampaşa'daki Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü oldu. Buraya saat 22.20 civarında ulaşan askerler, polise "teslim olun" çağrısı yaptı, polis teslim olmadı. Saat 00.30'dan itibaren burada toplanmaya başlayan vatandaşlar askerlere tepki gösterdi. Askerler havaya ateş açarken vatandaşların tepkileri daha da arttı. Çıkan olaylarda Ümit Yolcu şehit olurken, 16 kişi yaralandı. Askerler, vatandaşların artan tepkisi üzerine burayı terk etmek durumunda kaldı.
Vatan Yerleşkesi'ne ulaşan darbeci askerler, polisin ve halkın direnişi karşısında başarılı olamadı. Vatan Yerleşkesi'ne darbeci askerlerce hava desteği istenmesi üzerine gelen helikopter, eski lunapark olarak adlandırılan noktaya inmek istedi. Polisin yerden atışla karşılık vermesi üzerine helikopter Vakıf Gureba Hastanesinin arkasındaki okulun bahçesine indi. Vatandaşların tepki göstermesi üzerine buradan da kalkmak zorunda kalan helikopter, Topkule Kışlası'na döndü. Darbeci askerler, zırhlı araçları çevreleyen vatandaşların da sayesinde polis tarafından gözaltına alındı. Tanklardan birinin içinden vatandaşlarca çıkarılan ve darbeci askerlerle birlikte hareket ettiği anlaşılan 4. Sınıf Emniyet Müdürü Mithat Aynacı da yakalandı.
Vatan Caddesi'nde AK Parti Fatih İlçe Başkanlığı önünde meydana gelen olaylarda Mehmet Güder şehit oldu.
AK PARTİ, İBB VE TAKSİM
AK Parti İl Başkanlığı da darbecilerin hedefindeydi. 47. Piyade Alayından tam teçhizatlı ve mühimmatlı olarak saat 22.00-22.15 sıralarında hareket eden askerler, saat 23.15 sıralarında il başkanlığına ulaştı.
Polisleri "Bundan sonra buranın güvenliğini biz alacağız." diyerek uzaklaştıran darbeci askerler, daha sonra binayı işgal etti. Darbecilerle güvenlikçiler arasında tartışma yaşandı. Bir süre sonra halk, bina önüne toplanmaya başladı. AK Parti'li bazı belediye başkanları ile milletvekili Metin Külünk de bina önüne geldi. AK Parti İl Başkanlığı önünde biriken halkı dağıtmak isteyen darbeciler, havaya ateş etti. Darbeci binbaşı Faruk Şimşek de orada bulunan erlere şarjör takmaları ve ateş etmeleri yönünde emirler verdi. Bazı askerler de havaya ateş etti. Askerler sabaha doğru olay yerine getirtilen otobüslerle kışlalarına gönderildi. Olay yerinde bir vatandaş itiş kakış sırasında yaralandı.
İstanbul'da önemli yerleri işgal girişiminde bulunan darbecilerin Vatan Caddesi'ndeki işgal girişimi başarıya ulaşamayınca polis anonslarla halkı İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) önüne yönlendirdi. Vatandaşlar belediye binasını işgale gelen darbeci askerleri protesto etti. Halkın üzerine ateş açan darbeciler, Prof. Dr. İlhan Varank'ın da aralarında bulunduğu 14 kişiyi şehit etti.
İstanbul'un kalbi Taksim Meydanı'na Hasdal Kışlası'ndan bir grup asker geldi. Anıt ve çevresini, daha sonra Taksim Meydanı'na gelen noktaları kontrole başlayan askerler burada da halkın tepkisiyle karşılaştı. Direniş karşısında sıkışan ve sadece anıt çevresinde toplanan askerlere destek amacıyla Hasdal Kışlası'ndan yine asker sevk edilmek istendi. Ancak vatandaşların kamyon ve diğer araçlarıyla yolları kapatması nedeniyle asker sevkiyatı gerçekleşemedi. Taksim Meydanı'nda halk ve polisle karşı karşıya gelen darbeci askerler, 39 kişiyi yaraladı.
İstanbul'da darbe girişimine tepki gösteren binlerce kişi de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın evinin bulunduğu Üsküdar'da toplandı. İstanbul'un pek çok yerinde olduğu gibi Üsküdar'da da askerlerle vatandaşlar karşı karşıya geldi. Tankın iki kez üstünden geçtiği Sabri Ünal, olayı sadece bir kolundan yaralanarak atlattı.
ELLERİNDEKİ BELGELERİ YAKTILAR
İstanbul'un birçok noktasını 3 bine yakın kamerayla kayıt altına alan ve anlık olarak MİT'e ileten İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) de darbecilerin hedefi oldu.
Saat 21.15 sıralarında AKOM'a giren darbeci askerler, görevlileri etkisiz hale getirip dışarı çıkardı. Darbeci askerler, binada kilitli odaların kapılarını kırarak arama yaptı. Askerler, bilgisayarların ve elektronik eşyaların fişlerini çekti, server odalarına girerek sistemi engellemeye, kamera ve ekranları devre dışı bırakmaya çalıştı. Bunu başaramayan askerler, teknik ekip çağırdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısının ardından vatandaşlar AKOM binası çevresinde de toplanmaya başladı. Darbeci kurmay yarbay Mustafa Kubilay'ın emri ile askerler, vatandaşların girişini engellemek amacıyla bina kapısına barikat oluşturdu. Vatandaşlar buradan ayrılmayınca darbeci askerler hedef gözetmeksizin halka doğru ateş etti. Açılan ateş sonucu 6 kişi yaralandı.
AKOM yetkilileri, kritik öneme haiz AKOM binasına darbecilerce zarar verilmesini engellemek ve üzerlerinde psikolojik baskı kurmak amacıyla AKOM binasına itfaiye araçlarını çağırdı. Gelen itfaiye araçlarından yaklaşık bir saat boyunca telkin edici anonslarda bulunuldu.
Eyüp İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri saat 06.00 sıralarında AKOM'a geldi. İlçe Emniyet Müdürü İsmail Dinçer Öğüt megafonla "teslim olun" anonsu yaptı. Darbeciler teslim olmayacaklarını beyan ederken keskin nişancılar çatıya yerleştirilerek operasyon hazırlıkları yapıldı. Bu görüşmelerin akabinde Mustafa Kubilay ve diğer subaylar ellerinde bulunan A4 kağıdı ebatındaki belgeleri yakarak imha etti. Kubilay, askerleri binanın alt katında topladı ve erlere de terasa çıkmaları emrini verdi. Akabinde emniyet personeli olan keskin nişancıların çatılara yerleştirilmesi üzerine umudunu yitiren Kubilay, "Gururumuzu kırmadan teslim alırsanız mutlu oluruz" dedi. Askerler, yanlarında getirdikleri çantalardaki sivil kıyafetlerini giyerek, silahsız, elleri başlarının üzerinde, binaya doğru diz çökmüş bir vaziyette emniyet güçlerine teslim olmak zorunda kaldı.
Acıbadem'deki Türk Telekom Hizmet Binası'nın önüne saat 22.30 civarında gelen darbeci kurmay yüzbaşı Mehmet Karabekir yönetimindeki askeri birlik, binanın önünde, etrafındaki yol ve caddenin köşelerinde konuşlanarak giriş-çıkışı durdurdu. Acıbadem Türk Telekom binasını darbecilerin ele geçirdiğini öğrenen vatandaşlar, kısa bir süre sonra Türk Telekom civarında toplanmaya başladı. Kolluk görevlileri de olay yeri ve civarına gelerek, darbeci askerlere müdahale etmeye çalıştı.
Karabekir, bölgeye ulaşan ya da tesadüfen oradan geçmekte olan vatandaşlara, "Asker yönetime el koydu haberiniz yok mu? Evlerinize gidin" diyerek tehditte bulundu. Karabekir, buradan ayrılmayan vatandaşlara ateş açtı.
Üsküdar ilçesi Acıbadem Mahallesi Muhtarı Mete Sertbaş, Türk Telekom Bölge Müdürlüğü önüne geldi. Askerleri sakinleştirmeye çalışan Sertbaş, bunda başarılı olamadı. Karabekir'in silahını kendisine doğrultması üzerine Sertbaş, "Beni mi vuracaksın?" diye sordu. Karabekir de "Evet seni vuracağım" diyerek yakın mesafeden Sertbaş'a ateş etti. Vatandaşların karnından yaralanan Sertbaş'a müdahalesine de havaya ateş ederek izin vermeyen Karabekir, askerlere, "Böyle olacaksınız, af yok. Birini vurdum, diğerleri dağıldı." şeklinde sözler söyledi.
Yaklaşık 45 dakika kadar sonra doktor olduğunu söyleyen bir kişi Sertbaş'ın yanına giderek müdahalede bulundu. Vatandaşların bir araçla Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürdüğü Sertbaş, hastaneye varamadan şehit oldu.
Olaylarda Murat Mertel, Muhammet Fazlı Demir, Orhun Göytan, Şirin Diril ve Murat Naiboğlu da şehit düşerken, 18 kişi de çeşitli yerlerinden yaralandı. Darbeci askerlerden Karabekir, olay yerine gelen güvenlik kuvvetlerince etkisiz hale getirildi.
Darbe girişiminin başarısız olduğunu anlayan bazı darbeci askerler, zırhlı araçlarla buradan kaçarken bazıları da teslim oldu.
SABİHA GÖKÇEN HAVALİMANI
Maltepe 2. Zırhlı Tugay Komutanlığından 8 zırhlı araçla çıkan darbeci askerler, saat 23.30 sıralarında Sabiha Gökçen Havalimanı yakınlarına ulaştı. Buradaki trafik yoğunluğu ve halkın toplanmaya başlaması üzerine zırhlı araçların bir kısmı bariyerleri aşarak karşı şeride geçti ve buradan ilerlemeye devam etti. Emniyet güçleri tarafından havalimanı nizamiyesine 100 metre kala zırhlı araçlar durduruldu. Vatandaşlar, darbeci askerlere müdahale etti. Polis tarafından teslim olmaları yönünde uyarı yapıldı. Tanklarda bulunan darbecilerden bir kısmı havaya ateş açtı. Güvenlik koridoru oluşturularak ve müdahale edilerek zırhlı araçlardaki darbeci askerler saat 03.00 sıralarında yakalandı.
Tuzla ilçesi Orhanlı gişeleri üzerinde meydana gelen olaylarda da Ozan Özen, Mustafa Direkli, Yalçın Aran, Erdem Diker, İhsan Yıldız, Vahit Kaşçıoğlu şehit oldu.
TÜRK ASKERİ DİRENDİ
Darbe karşıtı olan askerler, 15 Temmuz'da darbecilere karşı direniş gösterdi. Hava Harp Akademisi Komutanlığı binasında darbe karşıtı olduğu bilinen Hava Harp Akademisi öğrenci subaylarından Yüzbaşı Cihan Okur ile Üsteğmen Hüseyin Balık, darbe girişimine katılanlarca bina amfisinde rehin alınıp, silah ve telefonlarına el konuldu. Kemer ve bağcıkları çıkartılan Okur ve Balık'ın başlarına silahlı öğrenci subaylar dikildi.
Harp Akademileri Komutanlığı görevini yürüten Korgeneral Tahir Bekiroğlu, Harp Akademileri Komutanlığı sahasındaki konutunda, darbeci askerlerce Hadımköy Askeri Cezaevi'ne götürüldü. Bekiroğlu, sabah saatlerine kadar tutulduğu cezaevinden darbe girişiminin başarısız olması üzerine serbest kaldı.
Deniz Harp Okulu Komutanlığı görevini yürüten Tümamiral Mesut Özel, karargaha gitmek için bindiği araçta ağzı bantlandı ve ellerine plastik kelepçe takılarak Maltepe Askeri Cezaevi'ne götürüldü. Burada tutulan Özel, darbe girişiminin başarısız olması üzerine serbest kaldı.
Deniz Harp Akademisi Komutanı Tuğamiral Tayyar Ertem ve 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar da kaçırılmaya teşebbüs edildi ancak darbeci askerler bunda başarılı olamadı. Ertem'in evine zorla girilerek arama yapıldı.
66. Zırhlı Tugayında, Piyade Kurmay Albay ve arkadaşları kahramanca bir direniş gösterdi. 47 yaşındaki Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk, darbe girişimini öğrenince devre arkadaşlarıyla iletişime geçti. Evinde arkadaşı Kartaltepe Kışlası Komutanı Piyade Albay Davut Ala ve bir astsubayla buluşarak değerlendirmelerde bulundu. Toplantı sonunda Ertürk'ün iki yıl önce görev yaptığı 66. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nın darbeye desteğinin engellenmesine karar verildi.
Ertürk, arkadaşı Piyade Albay Davut Ala ile 66. Zırhlı Tugayında verdiği mücadeleyle İstanbul için kilit rol oynayarak, tugayın darbe girişimine desteğini engelledi. İki komutan, yanlarına aldıkları üç polis ve üç uzman çavuşla kurdukları iki timle, tankların, silahların ve askerlerin dışarı çıkmasını engelleyerek tugay içindeki hareketlenmeyi durdurdu.
Tugayın darbeye katılımını engelleyen Sait Ertürk, tek kurşunla şehit düşerken, Kartaltepe Kışlası Komutanı Piyade Albay Davut Ala ise vücuduna 7 mermi isabet etmesi sonucu yaralandı. Ertürk'ün emrindeki askerlerden biri olan Uzman Çavuş Halit Yaşar Mine ile polis memuru Serdar Gökbayrak da burada şehit oldu.
MEDYA DARBEYE KARŞI ÇIKTI
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki kanlı darbe girişiminde darbeci askerlerin hedefindeki en önemli adreslerden birisi de basın yayın organları oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CNN Türk'e "FaceTime" üzerinden bağlanarak halkı sokağa davet etmesi üzerine darbeci askerler harekete geçti. Darbecilerin kurduğu "WhatsApp" grubunda, "Bu TV'lerin susturulması gerekiyor", "Çamlıca'daki antenlere müdahale edilmeli", "Çamlıca Tepesi'ni gören tanklar antenleri vursunlar", "NTV için ekip gitti, Selimiye'ye hava aracı olursa medyaya müdahale edecek ekip var" gibi paylaşımlarda bulunuldu.
CNN Türk, Kanal D ve Hürriyet binalarının işgal edilerek yayının kesilmesine karar verildi. Bu amaçla darbeci albay Ahmet Zeki Gerehan, CNN Türk binasının boşaltılması ve yayının kesilmesi emrini verdi. Erlere bir binaya gidileceği, 2-3 kişi alınarak çıkılacağı söylenerek, üstlerine gelen olursa ayağına, daha da yaklaşan olursa üstüne doğru ateş etmeleri emredildi. Helikoptere binen 14 darbeci asker, saat 03.10 sıralarında Doğan Medya Center'in açık otoparkına indi. Yüzbaşılar Erdal Şeker, Süleyman Ahmet Kaya ve Mehmet Akif Aslan, inişten sonra ellerindeki uzun namlulu silahlarla havaya ateş açarak, "Genelkurmay yönetime el koydu, asker yönetime el koydu." diye bağırdı.
Doğan Medya çalışanlarının kapıları kapatmaya çalışması üzerine darbeciler silah çekerek, "Kapıyı açın, yoksa vururum." tehdidinde bulundu. Görevlilerin kapıyı açmak zorunda kalması üzerine tüm askerler buradan giriş yaptı. Askerlerden bir grup Hürriyet, diğer grup da CNN Türk binası girişine yöneldi.
Hürriyet'te akıllı kapının kepenklerinin kapalı olması üzerine içeriye giremeyen darbeciler ile görevliler arasında tartışma yaşandı. Askerler, görevlilerden ikisini yere yatırarak, "Bu kapı açılmazsa sizi öldüreceğiz." şeklinde tehdit etti. Tehdit üzerine kapılar açılırken, yere yatırılan görevliler için erlere "Kıpırdarlarsa vurun." talimatı verildi.
Askerler, "Herkes insin, vururuz." diye bağırdı. Darbeciler en alt katta bulunduğu sırada Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin, telefonla onları kaydetmeye başladı. Bu durumu gören darbeci askerler, silahlarını Yetkin'in bulunduğu yere doğru çevirerek çekim yapmamasını söyledi.
Askerler bina personelini lobide topladı ve silahlarını üzerlerine doğrulttu. Yetkin, darbeci askerlerden Süleyman Ahmet Kaya'nın yanına giderek, askerlerin silahlarını indirmelerini istedi. Gazeteci ve silahsız olduklarını, kimseye zarar veremeyeceklerini söyleyen Yetkin, darbecilere buraya neden ve ne hakla geldiklerini sordu. Süleyman Ahmet Kaya ise "Darbe var, yönetime el koyduk." yanıtını verdi. Yetkin'in, ne hakla el koyduklarını sorması üzerine de Kaya "Böyle emir aldım." karşılığını verdi. Kimden emir aldığı sorduğunda Kaya, "Kimden emir aldığımın bir önemi yok." karşılığını verdi.
Kaya, devamında erlere de "Haydi katları boşaltın, yayını kesin." şeklinde emir verdi. Yetkin, "Burası gazete, burada yayın yapılmıyor, siz darbe yapıyorsunuz. Bırakın biz de gazetemizi çıkaralım, haberimizi yapalım." deyince Kaya, "Hayır, binayı boşaltıyoruz." ifadesini kullandı. Yetkin, Kaya'ya, cumhurbaşkanı, başbakan ve komutanların hareketin emir komuta zinciri dışında olduğunu, kendisine ve mesleğine yazık ettiğini, ileride askerlerin kurtulabileceğini ancak kendisini burada yaktığını söyledi. Bu diyalog sırasında erler katlara çıkarak personeli lobiye indirmeye başladı.
Kaya yaptığı telefon görüşmesi sonrasında erlere dönerek, "Yanlış bir hareket görürseniz acımayın vurun" şeklinde emir verdi. Bu emir üzerine erler silahlarını yeniden topladıkları personele doğrulttu. Şüpheliler, yemekhane bölümündeki bir odada yaklaşık 10 dakika tuttukları personeli, Kaya'nın emri üzerine bina dışına çıkarmaya çalıştı.
Darbeciler, Hürriyet giriş kapısı önünde bekledikleri sırada güvenlik müdürü olarak görev yapan ve bu aşamaya kadar CNN Türk ve Kanal D binasında diğer askerlerle muhatap olan Hüseyin Ulaş, Hürriyet'te bulunan personelden haber alamayınca bina önüne geldi. Ulaş'ı gören askerler, "Gel buraya, dur." şeklinde bağırdı. Hüseyin Ulaş'ın geri dönmesi üzerine arkasından iki el ateş açıldı. Ulaş, olay yerinden uzaklaşarak, Hürriyet binasında askerlerin olduğunu polis ekiplerine bildirdi.
Bağcılar Emniyet Müdürlüğünden polislerle darbe girişimini engellemek isteyen vatandaşlar da Doğan Medya Center'e gelmeye başladı.
Polis memurları ve vatandaşların geldiğini gören darbeci yüzbaşı Süleyman Ahmet Kaya, erlere bina personelini üst kata çıkararak serbest bırakmaları emrini vermek zorunda kaldı. Bina personeli serbest bırakıldıktan sonra Kaya, erleri Hürriyet binasının giriş kapısındaki çalılık alanda üçerli olarak mevzilendirdi. Kaya polis memurlarına, "Mühimmatımız var, çatışırız." şeklinde bağırdı. Polislerin megafonla yaptıkları "Teslim olun" çağrılarının ardından Kaya, polis memurlarına ve toplanarak tepki gösteren vatandaşlara ateş açtı. Burada Vedat Bağcerci isimli vatandaş şehit oldu.
Askerlerle polis memurları arasında çatışma yaşanırken, Binbaşı Mehmet Türk'ün komutasındaki 17 kişi, saat 04.00 sıralarında destek amacıyla helikopterle Doğan Medya Center'a intikal etti. Helikopter, Doğan Medya Center üzerinde iniş için alçalmaya başlarken darbeciler, polislere ve vatandaşlara ateş açtı. Paleti çatıya değen helikopter, polis memurlarının fedakarca mücadelesi sonucu Topkule Kışlası'na dönmek zorunda kaldı.
Polis memurlarının yoğun atışı ve gaz bombası kullanması nedeniyle darbeci askerler bina içine kaçtı. Polisler, askerleri bina içerisinde aramaya başladı. "Teslim olun" çağrısına uymayan Kaya, ayağından vuruldu. Diğer askerler de polis memurlarınca teslim alındı.
Darbeci askerlerden yüzbaşılar Erdal Şeker ve Mehmet Akif Aslan ile 5 er, CNN Türk ve Kanal D'nin bulunduğu binaya yöneldi. Darbeciler, stüdyo giriş kapısının önüne geldiklerinde burada çalışan Önal Yılmaz ile karşılaştı. Darbecilerden Erdal Şeker, Yılmaz'a sorumlunun kim olduğunu sordu. Yılmaz sorumlunun kendisi olduğunu söyleyince Şeker, "Sıkıyönetim ilan edildi, yayını kesmeye geldik." şeklinde beyanda bulundu.
Şeker giriş kapısına geldiğinde "Yayını kesin, bu darbedir, herkes dışarı çıksın." diye bağırdı. Darbeci askerler, giriş kapısı önünde CNN Türk yöneticilerinden Ali Güven, haber spikeri Ahu Özyurt, kameraman Ahmet Akpolat ve güvenlik müdürü Hüseyin Ulaş ile karşılaştı. Akpolat kamera ile yayına başladığında Ali Güven, Şeker'e ne amaçla geldiklerini sordu. Erdal Şeker, yayını kesmek için geldiklerini, bu amaçla emir aldıklarını, kimse ile konuşmayacaklarını söyleyerek, dışarı çıkmalarını istedi. Akabinde askerler CNN Türk binasına girdi. "Engel olmayın, ateş ederiz." şeklinde tehditte bulunan darbeciler, yayının kesilmesini ve herkesin binayı boşaltmasını istedi.
Ulaş, Şeker ve diğer şüphelilere, yaptıklarının anayasal bir suç olduğunu, yetkililerin bu konuyla ilgili açıklama yaptıklarını bildirdi. Şeker ise "Dinlemek yok." diyerek erlere emir verdi. Darbeci askerler, yayın odasının bu katta olmadığını anladıklarında ikinci kata çıktı. Darbeciler, merdivenlerde "Boşaltın, yayını durdurun." şeklinde bağırdıkları sırada Kanal D Haber Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Sarılar ile karşılaştı. Sarılar askerlere neden geldiklerini, ellerinde yazılı bir emir olup olmadığını sorduğunda Erdal Şeker, Ordu Komutanının emri olduğunu söyledi. Sarılar, Ordu Komutanının açıklamasını yayınladıklarını belirtince de "Karıştırma, çekil." diyerek karşılık verdi.
Kameraman Ahmet Akpolat'ın tekrar kamerayla çekim yaptığının görülmesi üzerine Erdal Şeker, "Ver o kamerayı." diye bağırıp üzerine yürüdü. Yaşanan arbedede Şeker, Akpolat'ın boğazına sarıldı, tüfeğin dipçiğini kaldırarak "Ver, yoksa vururum." şeklinde tehditte bulundu. Şeker elini tabancasına atarak Sarılar'a, "Vururum seni." dedi. Tehditler sonucunda Akpolat hafıza kartını Şeker'e vermek zorunda kaldı.
Akabinde darbeci askerler, Kanal D Haber Merkezi ve CNN Türk stüdyosunun bulunduğu üçüncü kata çıktı. Darbeciler burada da sürekli "Yayını kesin." şeklinde bağırdı. Şeker de Sarılar'a elektriği kesmesini söyledi.
Tartışma sırasında darbeci askerlerden Mehmet Akif Aslan, tabancasıyla bir el havaya ateş etti. Askerler, CNN Türk canlı yayınının yapıldığı üçüncü kata çıktıklarında çalışanlar haber merkezi girişine set çekerek, onlara engel olmaya çalıştı. Bu sırada spiker Başak Şengül'e, canlı yayına devam etmesi CNN Türk Genel Müdürü Erdoğan Aktaş tarafından bildirildi.
Nedim Şener de darbeci askerlerin çıkmasını istedi. Mehmet Akif Aslan, Şener'e silah doğrultarak "Çık buradan, vururuz seni." tehdidinde bulundu. Ayrıca er Ferdi Irmak da Şener'i, "Aşağı in, vururuz." diyerek tehdit etti.
Giriş katına inen Şener, kapıyı açarak darbe girişimini engellemeye gelen vatandaşların binaya girişini sağladı. Darbecilerin silah doğrulttuğu Erdoğan Aktaş, hiçbir şekilde yayını kesmeyeceklerini söyledi. Darbeci askerler ise aldıkları emri uygulamak zorunda olduklarını belirtti. Aktaş, savunmasız olmaları dolayısıyla mecburen binayı terk edeceklerini ifade etti. Erdoğan Aktaş, personelden de binayı boşaltmalarını istedi.
Rejiye gelen darbeci askerler, yönetmen Tunca Pak'a binayı terk etmelerini söyledi. Pak da rejiyi boşaltırken canlı yayında olan Başak Şengül'e, askerlerin rejide olduğunu ve rejiyi boşalttıklarını kulaklıkla bildirdi. Şengül, darbeci askerlerin geldiğini ileterek canlı yayına devam etti. Bu sırada erlerden Ferdi Irmak, stüdyoya girerek Şengül'den oradan ayrılmasını istedi. Şengül de canlı yayını terk etmek zorunda kaldı. Tunca Pak, ayrılmadan önce Erdoğan Aktaş'a telsiz mikrofonu verdi, yayının devam etmesi adına aktif olan tüm mikrofonların sesini açarak stüdyoyu gören genel kamerayı da çıkışa vererek canlı yayın görüntüsünü bu noktada sabitleyip rejiyi terk etti. Bunun üzerine askerler, canlı yayının kesildiği kanaatine vardı.
Vatandaşların ve polis ekiplerinin binaya girmesinin ardından "teslim olun" çağrıları karşısında Erdal Şeker, "Silahlarımızı vermeyeceğiz, bize takviye kuvvet gelecek, kalabalıkla birlikte burayı boşaltın." şeklinde karşılık verdi. Polis ekibinin ve vatandaşların gayretleri sonucunda darbeciler gözaltına alındı.
DEMOKRASİ KAZANDI
Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, 16 Temmuz'da saat 12.57'de Çankaya Köşkü'nde yaptığı açıklamayla hain darbe girişiminin bastırıldığını duyurdu.
Darbe teşebbüsüne karşı ülkenin her köşesinde Türk milletince gösterilen direniş ve kararlı duruş, "demokrasinin zaferi, milletin büyük destanı" olarak tarihteki yerini aldı.