Tarih: 15.03.2017 06:03
Ülkemizde günlük tuz tüketimi önerilen miktarın 3 katı
SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Barış Afşar, 2010 yılında yapılan bir çalışmasının sonuçlarına göre ülkemizde günlük tuz tüketiminin ortalama 18 gram olduğunu ve önerilen miktarın 3 katından fazla olduğunun gözlendiğini ifade etti. Bu durumun özellikle farkında olmadan gıdalarla aldığımız gizli tuz şeklinde olduğunun düşünüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Afşar, bir başka deyişle hastaların tuz tüketmekte olduğunu fakat bu tuzun kaynağının bilinemediğini ifade ederek, bazı uyarılarda bulundu. ‘Dünya Tuza Dikkat Günü’ nedeniyle yaptığı açıklamada, şu bilgilere yer verdi;
Böbreklerimiz vücudumuzun sıvı elektrolit dengesini sağlayan başlıca organlardır. Yemek yoluyla aldığımız fazla miktardaki tuzu ve suyu normal çalışan böbreklerimiz, vücudumuzdan uzaklaştırmaktadır. Fakat böbrekler aldığımız fazla tuzu uzaklaştırma görevini yaparken daha çok yorulmaktadır. Ayrıca tam olarak normal çalışmayan böbreklerde alınan fazla suyu ve tuzu uzaklaştıramamaktadırlar. Bunun sonucunda kan basıncı yükselir ve kan basıncının olumsuz etkileri diğer organlarda (göz, kalp, beyin) hasar meydana getirir. Ayrıca tuzun kan basıncından bağımsız olarak damar sertleşmesine yol açtığı ve böbreklerde taş oluşma sıklığını arttırdığı düşünülmektedir. Fazla tuz alımının bir diğer etkisi de idrarda protein atılımını arttırarak böbrek yetmezliğine direkt olarak katkıda bulunmaktadır. Tuzun bu zararlı etkilerinin anlaşılmasından sonra dünyada tuz alımının kısıtlanmasına yönelik birçok faaliyet başlamış ve toplum bilinçlendirme çalışmaları hızlanmıştır. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü; yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere şişmanlık, şeker hastalığı ve bazı kanser türlerinden korunmak ve kemik sağlığını korumak amacıyla tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gram (bir tepeleme çay kaşığı veya 1 silme tatlı kaşığı) olarak önermektedir. Bu miktar ise yemeklere tuz eklenmeden doğal olarak günlük tüketilen yiyecek ve içeceklerle sağlanmaktadır. Bütün bu bilgiler ışığında ülkemizde de tuz alımı ile ilgili toplum tarama çalışmaları son yıllarda artan sıklıkta yapılmaya başlamıştır. Bu çalışmaların sonucunda görülmüştür ki ülkemiz maalesef dünyada en fazla tuz tüketiminin en fazla olduğu ülkelerden biridir. 2010 yılında ülkemizde yapılan SALTÜRK çalışmasının sonuçlarına göre ülkemizde günlük tuz tüketiminin ortalama 18 gram olduğu ve önerilen miktarın 3 katından fazla olduğu gözlenmiştir. Bu artmış tuz alımının özellikle farkında olmadan gıdalarla aldığımız gizli tuz şeklinde (soda, çerez, salça, ekmek, peynir, zeytin gibi) olduğu düşünülmektedir. Bir başka deyişle hastalar tuz tüketmekte ama bu tuzun kaynağını bilmemektedirler. Bu nedenle hastaların bu konuda bilinçlendirilmeleri gerektiği açıktır. Bu konuda genel öneriler şunlardır:
1. Besin sanayisinde kullanılan ve genellikle ambalajlı besinlerin besin etiketinde yer alan mono sodyum glutamat, sodyum nitrat, sodyum bikarbonat, sodyum sitrat, sodyum askorbat vb. tüm sodyumlu bileşiklerin tüketimine dikkat edilmelidir. Çünkü bunlar besinin tuz/sodyum içeriğini artırmaktadır.
2. Yemek hazırlama, pişirme ve tüketim sırasında ilave edilen tuz miktarı azaltılmalıdır hatta mümkünse tuz eklenmemelidir.
3. Sofrada yemeklere tuz ilavesi yapılmamalı ve sofradan tuzluk kaldırılmalıdır.
4. Hazır soslar (soya sosu, ketçap sos, barbekü sos, tartar sos, salsa sos, hardal, makarna sosu gibi), atıştırmalık ürünler (cips, tahıl bazlı bar, meyve bazlı bar, patlamış mısır gibi), tuzlanmış kuruyemişler (fındık, fıstık, ceviz, badem, leblebi, kavurga, kabak ve ayçiçeği çekirdeği, her türlü çekirdek içi vb.), turşu ve salamura(siyah ve yeşil zeytin, sebze turşuları), balık konserveleri, tuzlanmış, tütsülenmiş ve/veya salamura edilmiş et ve balık ürünleri ile aromalı/aromasız, doğal/doğal olmayan mineralli içecekler yüksek miktarda tuz içermeleri nedeniyle az tüketilmelidir.
5. Geleneksel olarak evlerde hazırlanan turşu, salça, tarhana, kurut, yaprak salamurası vb. yiyeceklerin tuz içeriği fazladır. Bu nedenle daha az tüketilmeli ve hazırlarken yüksek miktarda tuz kullanımından kaçınılmalıdır.
6. Satın alınan işlenmiş ürünlerin etiket bilgisi mutlaka okunmalı, tuzsuz ya da tuzu azaltılmış ürünler tercih edilmelidir.
7. Unutulmamalıdır ki tuz tüketiminin azaltılması konusunda bir süre ısrarlı davranıldığında, kişi tuzu azaltılmış beslenme biçimine alışabileceklerdir.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —