Et fiyatlarının yükselmesinin ardından hayvancılıktaki sorunun süte uzandığı bir süreçte Keçiborlu Süt Üreticileri Birlik Başkanı Mehmet Arı, “Bizim yerli milli uçak, yerli milli araba politikamız gibi yerli milli hayvancılık politikaları geliştirmemiz gerekiyor” diyerek havyacılığın geleceğine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Et fiyatlarının aşırı yükselmesi ile başlayan hayvancılıktaki sıkıntılı süreç şimdi süt fiyatlarının artması şeklinde devam ediyor. Süt fiyatlarındaki artış tüketiciler açısından olumsuz, yetiştiriciler açısından sevindirici gibi düşünülse de, yetiştiricilerde durumdan memnun değil. Süt fiyatlarındaki artış ile birlikte aracıların yetiştiriciden aldıkları süt ile marketteki ürün arasındaki fiyat makasını daha da açtıklarını belirten Keçiborlu Süt Üreticileri Birliği Başkanı Mehmet Arı, fiyatta istikrardan yana olduklarını söyledi. Arı marketteki ürün fiyatının aşırı yükselmesinin zaten az olan süt tüketimini daha da düşürdüğünü belirterek “süt ve ette sorunun çözümü sütün pazarlanmasının Süt Üreticileri Birlikleri eliyle yapılması ve Et Süt Kurumu aracılığı regüle edilerek kalan sütün süt tozuna dönüştürülmesidir” diye konuştu.
ÜRETİCİ İSTİKRAR İSTİYOR
Keçiborlu Süt Üreticileri Birliği Başkanı Mehmet Arı 2008-2010 yılları arasında yaşanan kriz günlerinin yaşanmaması için süt üreticisine teşvik verilmesi ile Et ve Süt Kurumunun fazla sütü işleyerek süt tozu haline getirecek önlemler alınması gerektiğine dikkat çekti. Arı çiğ süt fiyatlarında istikrar sağlanması gerektiğini belirterek “Süt fiyatlarının artması üretici açısından sevindirici gibi görünse de raftaki sütün fiyatının daha fazla artması tüketimi azaltıyor ve istikrar sağlamak açısından bir işe yaramıyor. Bugün üreticiden alınan süt ile market rafındaki süt fiyatı arasındaki makas çok açık, bundan aracılar kazanıyor. Bizden 1,53’den alınan süt markette 5 TL’nin üzerine çıkıyor. Tereyağının kilogramı 45 TL, bir kilogram çiğ süt kremasından 900 gram tereyağı çıkar. Bir kilogram çiğ süt kremasının maliyeti 20 TL, tereyağının fiyatı 45 TL. Sütte esas kazanan aracılar” diye konuştu.
SÜT PAZARLAMASI BİRLİKLER ÜZERİNDEN YAPILSIN
Krizin büyümemesi için devlet desteğinin zorunlu hale geldiğini söyleyen Arı “Et ve Süt Kurumunda süt sözcüğünün içi doldurularak süte müdahale edilebilir bir konuma getirilmesi gerekir. Ülkemizde Trakya, Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinde süt kurumu tarafından işletilen en az dört tane süt tozu fabrikası kurulmalı ve üretim fazlalığı piyasadan bu kurum aracılığı ile çekilmeli. Sütte çözüm için pazarlamanın birlikler üzerinden yapılması gerekiyor. Bakanlık bir düzenleme yaparak birliklerin bölgesinden topladığı sütü isteyen firmalara satmalı, ardından kalan olursa çevre birliklerin ihtiyacı varsa onlar üzerinden firmalara ulaştırılmalı. Son noktada kalan süt Et Süt Kurumuna süt tozuna verilmeli. Böylece süt fazlası olmaz ve sanayici benim süte ihtiyacım yok diyerek fiyat kıramaz. Fiyatta böylece bir istikrar sağlanır” dedi.
SÜTTEKİ İSTİKRAR ET SORUNUNU ÇÖZER
Süt fiyatlarında istikrar sağlanmasının ete de istikrar getireceğini bildiren Arı, “Geçmişten bu yana sütteki istikrarın ete istikrar getireceğini söylüyorduk. Bugün aynı iddiamız devam ediyor. Sütte istikrar olmayınca üretici elindeki ineği kesime götürüyor. 2010’larda yaşanan krizde bunu fabrikaları kapatıyoruz diyerek dile getirdik. Her kesilen inek kapatılan bir fabrika gibidir, bunun sıkıntısı göreceğiz dedik. Yok süt fazlası var bir şey olmaz denildi. 2010 yılında 1 milyonun üzerinde inek kesildi. Sonuçta et krizi ortaya çıktı. 2016-2017 yıllarında az mı inek kesildi. Bakanlık dişi hayvan kesilmesin diye önlemler almaya çalıştı. Fakat yinede engellenebildiğini düşünmüyorum. Verimi düşük hayvanlar kesime gidince ardından et krizi ortaya çıktı” şeklinde konuştu.
DAMIZLIK İTHALİ YABANCI ÜLKELERİN ÇİFTÇİSİNİ DESTEKLİYOR
Damızlık hayvan ithalatının sorunu çözmeyeceğini belirten Keçiborlu Süt Üreticileri Birlik Başkanı Mehmet Arı, “Sütte başlayan ve ardından ete sıçrayan krizin getirdiklerinin telafisi en az 2,5 yıl sürüyor. O arada yeni bir nesil yetişecek ki sorun çözülsün. Et ithal ederek, damızlık düve ithal ederek bu sorun çözülmez. Damızlık düve ithal ederek Hollanda’nın, Almanya’nın çiftçisini destekliyoruz. Oralara verdiğimiz dövizi kendi yetiştiricilerimize destek olarak verelim, biz kendi anaçımızı da etlik hayvanımızı da yetiştiririz” ifadelerini kullandı.
İTHAL HAYVANA VERİLEN DÖVİZ YERLİ ÜRETİCİYE DESTEK OLARAK DAĞITILSIN
İthal et ve ithal hayvana ödenen dövizin yerli üreticiye destek olarak dağıtılması gerektiğini belirten Arı açıklamasında şunlara yer verdi. “Türkiye’de 12,8 milyar TL çiftçiye destek verilmiş, 4,6 milyon dolar ithal hayvana ödeme yapılmış. Bu para iç piyasada ki yetiştiriciye ödense zaten bu sorunları konuşmazdık. Bugün damızlık düve yetiştiriciliğine destekler başladı. Yapılması gereken tam anlamıyla budur. Biz kendi düvemizi yetiştirelim hatta ihracatına başlayalım. Bizim yerli milli uçak, yerli milli araba politikamız gibi yerli milli hayvancılık politikaları geliştirmemiz gerekiyor.” GÜLSES GAZETESİ