Yılın Ahisine Ramazan Yıldırım’a Vali Aydın Baruş Giydirdi;
Usta KAFTAN Giydi
Ahilik Haftası etkinlikleri kapsamında Vali Aydın Baruş’un katılımıyla Yılın Ahisine kaftan giydirme töreni düzenlendi. İlimizde yılın ahisi 65 yıldır değirmencilik mesleğini yürüten Ramazan Yıldırım oldu.
Bu yıl 35’incisi düzenlenen Ahilik Haftası kutlamaları kapsamında Esnaf Odaları Birliği Toplantı Salonunda Yılın Ahisine kaftan giydirme, yılın kalfa ve çırağına da plaket takdimi töreni düzenlendi. Törene Vali Aydın Baruş da katıldı. Ahilik kültürünü yeni nesillere anlatmak ve aktarmak amacıyla kutlanan Ahilik Haftasını esnaflarla birlikte idrak etmenin mutluluğunu yaşadığını söyleyen Vali Baruş, “Tarih boyunca uzun süreli medeniyetler kurabilen ve varlığını devam ettirebilen milletler, sosyal hayatında kalıcı müesseseler oluşturabilen köklü gelenek ve kültüre sahip toplumlar olmuşlardır.
Türk Milleti Anadolu’ya ayak bastığı tarihten itibaren toplumsal hayatta önemli yeri olan ticaret ve üretim faaliyetlerini düzenlemek, bu faaliyetlerde bulunanlara ilişkin kurallar manzumesi oluşturmaya başlamıştır. Tarih boyunca, medeniyetimizin temel değerlerinden biri haline gelen ve yüzyıllardır hayat anlayışımıza ve ticaret ahlakımıza yön veren en temel kurumlardan olan Ahilik Teşkilatı işte böyle bir anlayışla kurulmuştur. 1205 yılında Anadolu’ya gelen Horasan erenlerinden Ahi Evran Horasan, Harezm ve Türkistan bölgelerinden gelen Türk esnaf ve sanatkârlarını, ahlak, yardımseverlik, misafirperverlik ve sanatın bileşimi olan ahi kuruluşu içinde birleştirip örgütlendirmiştir. "Ahilik" günümüzde esnaflarımızla özdeşleşmiş bir kavramdır. Ahilik denilince esnaf, esnaf denilince de Ahilik akla gelmektedir. Ahilik; dürüstlüğün, sevginin, dostluğun, yardımlaşmanın, hoşgörünün, bilginin ve dayanışmanın sanat ile birleşimidir. Bu anlamda Ahilik işçinin, çalışanın, üretenin, namuslu kazancın, namuslu ticaretin ve adaletli yönetimin simgesi olmuştur.
13. yüzyıldan itibaren beri Anadolu şehirlerinin önemli bir kısmında esnaf ve zanaatkâr topluluklarının bir araya geldiği Ahilik Teşkilatı fütüvvet anlayışı üzerine inşa edilmiştir. Fütüvvet; el açıklığı, misafirperverlik, zülüm ve eziyet görmüşlere sahip çıkma ve bu yolda gözünü budaktan sakınmama anlamında cesaret ve yiğitliği ifade eder. Bugün de hepimiz için hayat düsturu olması gereken; erdem, irfan, fazilet, ihlas, azim, vefa, cömertlik, adalet, sabır, kanaat, iffet, cesaret gibi insani özellikler Ahilik Kültürü’nün bize miras bıraktığı en temel insani değerlerdir. Ahilere, ahi babalarınca yaptırılmış olan zaviyelere gitmeye başlayışlarının ilk günlerinde şu ana ilkeler öğretilirdi ki, bu ilkeler yüzyıllarca Türk toplumunun yaşam anlayışının ayırıcı nitelikleri halinde sürüp gelmiştir:
Ahi olan kişinin üç şeyi hep açık, başka üç şeyi de hep kapalı olmalıdır. Ahinin Eli; Yoksullara, düşkünlere yardım etmede açık olmalıdır. Konuk olmak ya da ondan bir şey istemeye gelenler için Ahinin Kapısı Açık Olmadır. Yoksullara, düşkünlere, konuklara yedirmek, açları doyurmak için Ahinin Sofrası Açık Olmalıdır. Kimsenin ayıbını görmemek, kimseye kötü gözle bakmamak için Ahinin Gözü Bağlı Olmalıdır. Kimsenin ırzına, namusuna, haysiyet ve onuruna kötülük etmemek için Ahinin Beli Bağlı Olmalıdır. Ahinin Dili; Kimseye kötü söylememek, kimse hakkında iftira etmemek, münafıklık, koğuculuk yapmamak için Bağlı Olmalıdır. Bu ilke ve prensipler yüzyıllardır Milletimizin hayata bakışında temel değerler haline gelmiş ve yabancılar tarafından bu milletin dünyaya örnek gösterilen karakter özellikleri olarak ifade edilmiştir” dedi.
AHİLİK KÜLTÜRÜNÜN HAYAT
REHBERİ OLMASINI DİLİYORUM
Türk Milletinin bu hasletlerini bu topraklar üzerinde seyahat eden tarihçilerin de sık bir şekilde vurguladığını ileten Vali Baruş, “Ahilik; esnaf teşkilatı mensupları için ahlak ilkeleri getirmenin yanında, aynı zamanda; Anadolu'da birliği, refahı, toplum düzenini sağlayan ve halkın maddî, manevî tüm ihtiyaçlarına cevap verecek tarzda teşkilatlanan sivil toplum kuruluşu olmuştur. Ahi zaviyelerindeki eğiticiler ahiler gençlere, ata binmek, sürek avına çıkmak, kılıç, ok ve kalkan kullanmak gibi şeyleri öğretirlerdi. Osmanlı Devletinde 1361 yılından önceki yıllarda ordu kurulmadan ya da ordu gücünün düşman saldırısına karşı koymaya yetmediğinde ahiler, silahlarına sarılıp atlarına binerek savaş alanlarında koşarlardı. Yine bu ahiler, pirler, yoldaşlar ve yol ataları gözetiminde, kendilerini kötülüklerden arındırmaya çalışan gençleri, zaviyelerde uyulan inançlara, kurallara alıştırmakla görevliydiler. Ahilik Kurumunun banisi Ahi Evran ahlâk, konukseverlik, yardımseverlik ve sanatın karışımı olan ahiliği örgütleyerek onu, o denli saygın bir duruma getirmiştir ki dönemin emirleri, hükümdarları bile bu kuruma üye olmayı onur saymışlardır. Osmanlı Devleti hükümdarlarından olan Orhan Gazi ve oğlu birinci Murad-ı Hüdavendigar birer ahidirler. Değerli Misafirler, Tarih boyunca, toplumsal yaşamımızda çok önemli rol üstlenmiş olan Ahilik Kültürünü bugün de yaşatmak ve bu kültürün bize miras bıraktığı ilkeleri hayat düsturu olarak gelecek nesillere aktarmanın milli birlik ve beraberliğimize, kardeşliğimize ve dayanışma ruhumuza çok önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Ahilik Kültürünün temel ilkelerinin bugün de bizlere hayat rehberi olmasını diliyorum” diye konuştu.
YILIN AHİSİNE KAFTAN GİYDİRİLDİ
Ardından programda Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Hüseyin Kaleli tarafından Ahilik tarihi ve kültürü hakkında bir sunum gerçekleştirildi. Sunumun ardından Vali Baruş, Yılın Ahisi seçilen 76 yaşındaki dördüncü kuşak değirmen ustası Ramazan Yıldırım’a kaftan giydirerek plaket ve Ticaret Bakanlığı tarafından gönderilen belgeyi takdim etti. Törende ayrıca Yılın Kalfası Sefa Çakır’a ve Yılın Çırağı Muharrem Dönertaş’a plaket ve belgeleri takdim edildi. Yine fotoğraf yarışmasında dereceye giren öğretmenlere de hediyeleri takdim edildi. Tören toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.