Zorunlu trafik sigortasında sorunlar daha da artacaktır

Zorunlu trafik sigortasında sorunlar daha da artacaktır

MHP Milletvekili Okutan, zorunlu trafik sigortasıyla ilgili konuştu.

MHP Isparta Milletvekili Nuri Okutan, hükümetin torba yasanın içine katarak yaptığı zorunlu trafik sigortası ile ilgili düzenlemenin sorunları çözmeyeceğini, tüketicilerin mağduriyetlerini gidermeyeceğini, uygulama güçlüğü nedeniyle meydana gelecek kaosun bütün sektörü olumsuz etkileyeceğini, bu tür geniş halk kesimlerini ilgilendiren düzenlemelerin, bütün tarafların ve muhalefetin katılımıyla geniş bir mutabakatla ele alınması gerektiğini söyledi.
Nuri Okutan’ın TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmanın tamamı şöyle:”Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 273 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 18'inci maddesiyle ilgili verdiğimiz önerge üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle şahsım ve partim adına herkesi saygıyla, hürmetle selamlarım.
     Tasarının 18'inci maddesiyle, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu'nun 3'üncü maddesinde yer alan sorumluluk sigortası tanımı değiştirilmektedir. Aynı kanunun 17'nci maddesinden 25'inci maddesine kadar olan maddeler ile 26'ncı maddesinin (ı) ve (i) bentleri de yürürlükten kaldırılmaktadır.
     Aslında, burada Hükûmetin yaptığı, yeni bir torba yasayla halkımızın kafasını karıştırmaktan başka bir şey değildir. "Bundan sonra torba yasa getirmeyeceğiz." diyen Hükûmet, bir kez daha kendi kendini tekzip etmiştir. Birleştirilerek ele alınan ve çok çeşitli kanunları ilgilendiren tasarı ve teklifler, resmen ve fiilen torba yasa niteliğindedir. Burada halkımızın büyük çoğunluğunun mağduriyetine sebep olacak düzenlemeler torbanın içine konulmuş, birkaç göstermelik iyileştirmeyle olumsuz düzenlemeler açıkça kamufle edilmek istenilmektedir.
     Tasarıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamı daraltılmakta, sürücü kusuru kapsam dışına çıkarılmaktadır. Ayrıca, trafik kazalarında ölüm ve yaralanmalara ilişkin hususlar yeniden düzenlenmektedir. Sigortalıların tazminat taleplerine ilişkin bazı hakları ortadan kaldırılmakta, kendisini güvende hissetmek isteyen vatandaşlarımızın zorunlu trafik sigortası yanında bir de kasko sigortası yaptırması fiilen zorunlu hâle getirilmiş olmaktadır. Mahkemeye gitme hakkı kısıtlanmakta, ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarındaki yük sigorta kuruluşu yerine sigortalının sırtına yüklenmektedir. Özel kanun hükümleriyle teminat altına alınan haklar genel mevzuata yapılan atıflarla zayıflatılmakta, hakkın elde edilmesi zorlaştırmaktadır.
     Düzenlemenin sigortalı vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermeyeceği ortadadır. Yeniden düzenlenen yasanın uygulama güçlüğü nedeniyle meydana gelecek kaosun sigorta sektörünü de bir bütün olarak olumsuz etkileyeceği anlaşılmaktadır.
     Görüşmekte olduğumuz tasarının 18'inci maddesindeki en dikkat çekici husus 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu'nda tam 9 maddenin ve 2 bendin yürürlükten kaldırılmasıdır. Gerekçede mükerrer düzenlemenin ortadan kaldırıldığı öne sürülmektedir ancak yürürlükten kaldırılan bu maddeler bu alanda ayrıntılarıyla birlikte özel kanunda düzenlenmiş hususlardır. Malumlarınız olduğu üzere, özel kanun hükümleri uygulamada genel mevzuat hükümlerinden önce dikkate alınmak mecburiyetindedir. Şimdi yürürlükten kaldırılan bu maddeler 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'na, genel sigorta mevzuatına ve Türk Borçlar Kanunu hükümlerine yapılan atıflarla düzenlenmiştir. Hâl böyle olunca, hakkında özel hüküm bulanan hususlar genel mevzuata havale edilmekte, bu alandaki yasal boşlukların önü açılmaktadır. Böylece vatandaşın mağduriyetinin önünün de açıldığını düşünmekteyiz.
     Hükûmetin öne sürdüğü "Mükerrerlikleri ortadan kaldırıyoruz." tezi ilk bakışta doğru gibi gelse de 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu'nun 2003 yılında bu Hükûmet döneminde çıkarılmış olması ve yirmi yıl öncesinde, 1983 yılında çıkarılan Karayolları Trafik Kanunu'na atıf yapmış olması bu tezi çürütmektedir.
     Sonuç olarak, sigorta alanı öyle genel hükümlere havale edilerek, atıf da yapılarak düzenlenecek bir alan değildir. Bu konu, mutlaka, sektörün temsilcileriyle, alanın uzmanlarıyla, uluslararası örnekleri de dikkate alınarak, kendine has, özel bir yasayla ve ayrıntılı olarak düzenlenmeli, gerek sektör ve gerekse vatandaşlarımız piyasanın insafına terk edilmemelidir.
     İktidarın, konunun muhatabı tarafların temsilcilerini dinlemeden, ilgili ve alt komisyonları çalıştırmadan, sanki sadece Plan ve Bütçe Komisyonunu ilgilendiriyormuş gibi sadece Plan ve Bütçe Komisyonundan gelen raporlarla, âdeta yangından mal kaçırır gibi getirdiği bu düzenleme, kanaatimizce, sorunları çözmeyecek, daha da artıracaktır.
     Şahsım ve Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Hükûmetin torba yasa düzenlemelerinden vazgeçmesini, geniş toplum kesimlerini ilgilendiren düzenlemeleri geniş çerçevede, muhalefeti de işin içine katarak geniş bir mutabakatla yapmasını bekliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.”

 



Anahtar Kelimeler: